24 Eylül 2008 Çarşamba

İLK İZLENİM..

İyi bir ilk izlenim bırakmak için ikinci bir şansınız asla olmaz.

" Psikologlar, yazarlar ve seminer liderleri de, yabancılar hakkımızda bir fikir edinmeden önce onlarla etkileşimde bulunmak için yalnızca 7-17 saniyemiz olduğuna dikkat çekerler.

1- İlgi merkezi Olumlu bir ilk izlenim yaratmanın en etkili yolu, sizin değil de karşınızdaki kişinin, eylemin ya da diyaloğun merkezi olduğunu hemen göstermektir. Spotlar yalnızca sizin üzerinizdeymiş gibi davranırsanız, arkadaşlık, iş, aşk ilişkisi ve satış fırsatlarını yitirirsiniz. Öteki odaklı olduğunuzu kanıtlayın; ilk kez karşılaştığınız kişiler, sizi yeniden görmek için can atacaklardır.

2- Yalnızca dinleyin İyi dinleme beceriniz olduğunu gösterirseniz, mükemmel bir ilk izlenim sağlayabilirsiniz. Sözlü olarak olumlu ipuçları verin: "Hımm… İlginç!", "Lütfen, bana daha fazla bilgi verin", "Sonra ne yaptınız?". Aktörlerin sufle edilen sözlerden yararlanmaları gibi, karşınızdaki kişi de diyaloğun devam edebilmesi konusunda sizin yardımınıza ihtiyaç duyar. Sözün olmadığı yerde, sürekli göz teması sağlayarak yetenekli bir dinleyici olduğunuzu gösterirsiniz.

3- Adları kullanın Yeni tanıdığınız kişinin adını sık sık kullanın. "Tarık, bu öneriyi sevdim", "Seyahatin heyecanlı geçmiş olmalı, Ayşe". Tanışma esnasında ismi hafızanıza kaydederek başlangıçtan itibaren onu dikkatle dinlediğinizi gösterirsiniz. Eşit derecede önemli olan bir başka şey de dinleyicinin adını birkaç kez kullanarak diyalogları daha kişisel hale getirmenizdir.

4- Espri yaparken dikkatli olun Dozunda yapılmış bir ya da iki espri, buzları eritebilir; ama geri tepebilecek alaycı ifadelerden uzak durun. Yabancı bir kimsenin hassas olduğu konuları bilemeyeceğiniz için, uzatılmış şakalar, şimdi ya da sonra üstesinden gelemeyeceğiniz engeller oluşturabilir. Yeni karşılaştığınız biriyle yüzleşmek, aranızdaki yakın ilişkiyi daha başlamadan bitirebilir. Bir başkasının sözlerine meydan okumadan önce güven duygusu yaratıncaya kadar bekleyin.

5- Görünüş önemlidir Az giyinmiş olmaktansa çok giyinmiş olun. Sıradan bir öğle yemeği için buluşuyor olsanız bile şort ve terlik giymeyin. Bunun anlamı, "Seninle buluşmak, son derece sıradan bir deneyim ve iş kıyafetleri giymemi gerektirecek kadar önemli değil." Şimdiki işiniz için giyinmeyin; çalışmak istediğiniz iş için giyinin.

6- Belli bir konuşma üslubunuz olsun Dinleyenler, zekamızı, kültürel düzeyimizi, eğitimimizi, hatta liderlik yeteneğimizi, seçtiğimiz sözcükler ve bunları nasıl söylediğimiz ile ölçerler. "My Fair Lady" müzikalinde zavallı bir kızı güzel konuşmayı öğreterek bir hanımefendi yapan Profesör Henry Higgins'i düşünün. Hiçbirimiz Eliza Doolittle gibi düşük eğitim seviyesinde olmasak da bu örneği aklımızda tutabiliriz. Mırıldanmak yerine kolay işitilebilecek şekilde konuşun. Temiz bir telaffuzunuz olsun. Monotonluğu yenmek için ses tonunuzu değiştirin. Sesinize ve yüz ifadelerinize canlılık katın. Hareketlerinizi yapaylaştırmayın; doğal mimikler kullanın.

Bu 6 ipucunu aklınızda tutun.

Bunlar, işle ilgili ve tanımadığınız kişilerle karşılaştığınızda yaşadığınız korkularınızı azaltacaktır.

Daha da iyisi, asla erişemeyeceğinizi düşündüğünüz sağduyu ve başarı duygularından keyif almaya başlamanızı sağlar. ''

Yazar: Bill Lampton'dan alıntı..

Hiç yorum yok: