24 Eylül 2008 Çarşamba

DOST-CAN DÜNDAR

DOST

''Kocaman bir karışıklığın içine düştüğümde, doğrulardan da, yanlışlardan da vazgeçtiğimde. .. Durduğumda, bir yere gitmediğimde ya da arkama dönüp bakmadığımda, son sürat uzaklaştığımda... Dört yanıma yüksek duvarlar örüp, ayaklarıma kalın zincirler bağladığımda ya da duvarlarımı yıkıp boşluğa ağladığımda... Soracak sorum, aradığım cevap varken, kımıldayacak gücüm olmadığında...Öylece kalakaldığımda yani... Öylece... Kalakaldığımda... Körfezden esen rüzgara yüzümü vermek, Marmara'yı uçurmak, billur yapıp savurmak ve mutlaka serinlemek gibidir bir dostla konuşmak... Bu ne büyük bir nimettir...Hani bir gelinize bakar yanınızda olmak için... Belki konuşmak, belki saatlerce susmak için. Vardır...Bilirsiniz.. .İki eli kızıl kanda olsa çıkıp gelecektir, eminsinizdir. .. Bunu bildiğinizden hayat üstünüze, üstünüze geldiğinde, kirpi gibi dikenlerini çıkarmak, kaplumbağa gibi kabuğuna çekilmek ya da derin su balıkları gibi en derinlerde bir kaya dibine gizlenmek yerine... Dosta sığınır insan. O yüzden " İyi ki varsın.." dendiğinde, dudaklar değil, yürektir konuşan.''

CAN DÜNDAR

Hiç yorum yok: