2 Haziran 2009 Salı

KALAMIŞ MARİNA

KALAMIŞ MARİNA'da Çektiğim fotoğraflar;

02 Mayıs 2009'da çok sevdiğim Kalamış'ı gezdim..

Marinanın ve teknelerin fotoğraflarını çektim..

Teknelerin yanına yaklaşmak yasak..

Bu beni çok üzüyor..

Eskiden Marinayı gezerken,denizin kenarına kadar inip,tekneleri yakından görebiliyorduk..

Güvenlik için yapılan bir uygulama herhalde..

Türkiye'nin en büyük ve güzel marinalarından birisi olan KALAMIŞ MARİNA'da çektiğim fotoğrafları beğendiğinizi umarım..

Marinadaki Restaurant - Cafe/Barlarda keyifli vakit geçirebilirsiniz..





















TÜRKİYE'DEKİ MARİNALAR

TÜRKİYE'DEKİ MARİNALAR


ATAKÖY MARİNA

Koordinatlar : 40º 58' 22'' N, 28º 52' 55'' E
Adres : Sahilyolu Ataköy 34170 İstanbul
Tel : 0 (212) 560 42 70
Fax : 0 (212) 560 72 70
e-mail : marina@atakoymarina.com.tr
web sitesi : www.atakoymarina.com.tr


CLUB MARİNA

Koordinatlar : 36º 45' 50'' N, 28º 25' 08'' E
Adres : Göcek - Muğla
Tel : 0 (252) 645 10 16
Fax : 0 (252) 645 14 55


D-MARIN TURGUTREİS

Koordinatlar : 36º 57' 59'' N, 27º 15' 19'' E
Adres : Turgutreis Bodrum 48960 Muğla
Tel : 0 (252) 382 92 00
Fax : 0 (252) 382 62 00
e-mail : info@dogusmarina.com.tr
web sitesi : www.dogusmarina.com.tr


MİLTA BODRUM MARİNA

Koordinatlar : 37º 02' 00'' N, 27º 25' 50'' E
Adres : Bodrum 48400 Muğla
Tel : 0 (252) 316 18 60
Fax : 0 (252) 316 14 06
e-mail : info@miltabodrummarina.com



LEVENT MARİNA

Koordinatlar : 39º 42' 25'' N, 27º 04' 04'' E
Adres : 1880 Sok. No:72 Çakalburnu Inciraltı / İzmir
Tel : 0 (232) 278 88 27
Fax : 0 (232) 278 67 66
e-mail : info@leventmarina.com.tr
web sitesi : www.leventmarina.com.tr


MARMARİS ALBATROS MARİNA

Koordinatlar : 36º 50' 48'' N, 28º 17' 12'' E
Adres : Adaköy 48700 Marmaris - Muğla
Tel : 0 (252) 412 07 52
Fax : 0 (252) 412 55 47


MARMARİS YACHT MARIN

Koordinatlar : 36º 49' 05'' N, 28º 18' 32'' E
Adres : Adaköy Yalancıboğaz Mevkii - Marmaris
Tel : 0 (252) 422 00 22 + 422 00 54
Fax : 0 (252) 422 00 49
e-mail : info@yachtmarin.com
web sitesi : www.yachtmarin.com


MARTI MARİNA

Koordinatlar : 36º 46' 10'' N, 28º 07' 55'' E
Adres : Marmaris Muğla
Tel : 0 (252) 487 10 63 + 64 + 65 + 67
Fax : 0 (252) 487 10 66
e-mail : martimarina@hotmail.com


NETSEL MARMARİS MARİNA

Koordinatlar : 36º 51' 12'' N, 28º 16' 25'' E
Adres : Marmaris 48700 Muğla
Tel : 0 (252) 412 27 08
Fax : 0 (252) 412 53 51
e-mail : mail@netselmarina.com
web sitesi : www.netselmarina.com


PARK KEMER MARİNA

Koordinatlar : 36º 36' 03'' N, 30º 34' 24'' E
Adres : Kemer 07980 Antalya
Tel : 0 (242) 814 14 90
Fax : 0 (242) 841 15 52
e-mail : parkmarina@kemermarina.com
web sitesi : www.kemermarina.com


PORT BODRUM YALIKAVAK MARİNA

Koordinatlar : 37º 06' N, 27º 17' E
Adres : Çökertme Caddesi Yalıkavak - Bodrum / MUĞLA
Tel : 0 (252) 311 06 00
Fax : 0 (252) 385 32 81
e-mail : info@portbodrum.com
web sitesi : www.portbodrum.com


PORT GÖCEK MARİNA

Koordinatlar : 36º 44' 9'' N, 28º 56' 6'' E
Adres : Göcek 48130 Muğla
Tel : 0 (252) 645 15 20
Fax : 0 (252) 645 15 20
e-mail : enquiries@portgocek.com
web sitesi : www.portgocek.com


SETUR ANTALYA MARİNA

Koordinatlar : 36º 50' 06'' N, 30º 06' 02'' E
Adres : Serbest Bölge Ticari Liman - Antalya
Tel : 0 (242) 259 12 90
Fax : 0 (242) 259 11 82
e-mail : antalya@seturmarinas.com
web sitesi : www.seturmarinas.com


SETUR AYVALIK MARİNA

Koordinatlar : 39º 19' N, 26º 41' E
Adres : Ayvalık - Balıkesir
Tel : 0 (266) 312 23 16 + 312 26 96
Fax : 0 (266) 312 23 16
e-mail : ayvalik@seturmarinas.com
web sitesi : www.seturmarinas.com


SETUR ÇEŞME ALTINYUNUS MARİNA

Koordinatlar : 38º 19' 30'' N, 26º 20' 42'' E
Adres : Çeşme 35941 İzmir
Tel : 0 (232) 723 16 31 + 723 14 34
Fax : 0 (232) 723 46 20
e-mail : cesme@seturmarinas.com
web sitesi : www.seturmarinas.com


SETUR FİNİKE MARİNA

Koordinatlar : 36º 18' N, 30º 09' E
Adres : Finike- Antalya
Tel : 0 (242) 855 50 30
Fax : 0 (242 855 50 31
e-mail : finike@seturmarinas.com
web sitesi : www.seturmarinas.com


SETUR KALAMIŞ MARİNA

Koordinatlar : 40º 58' 42'' N, 29º 02' 20'' E
Adres : Kalamış 81030 İstanbul
Tel : 0 (216) 346 23 46
Fax : 0 (216) 346 16 56
e-mail : kalamis@seturmarinas.com
web sitesi : www.seturmarinas.com


SETUR KUŞADASI MARİNA

Koordinatlar : 37º 52' 20'' N, 27º 15' 46'' E
Adres : Kuşadası 09400 Aydın
Tel : 0 (256) 814 14 90
Fax : 0 (256) 814 15 52
e-mail : kusadasi@seturmarinas.com
web sitesi : www.seturmarinas.com



http://www.denizmagazin.com/yelken/marinalar.asp

BEYNİNİZİN HANGİ TARAFINI KULLANIYORSUNUZ?











Eğitim sistemleri, kalıplar ve iş dünyası, insanların daha çok sol loblarını kullanmalarını sağlıyor. Yıllarca insanların düşünce kapasitelerini ölçen IQ’ya son yıllarda en az onun kadar önemli duygusal zeka (EQ) kavramı da eklendi. EQ sağ beyni kullanma kapasitemizin en az sol kadar önemli olduğunu ortaya koydu.

IQ ve EQ arasındaki en önemli farklardan birisi, IQ’nuza 7 yaşından sonra yapabileceğiniz hiçbir şeyin olmaması. Ancak sağ beyin kapasitenizi her zaman istediğiniz kadar geliştirebilirsiniz.

Aşağıdaki test, düşünce ve hafıza konusunda dünyanın en önde gelen iki ismi Tony Buzan ve Michael J. Gelb’in görüşleri doğrultusunda hazırlandı. Dahilerin düşünce şekillerinin günlük hayata uygulanabilirliğini sorgulayan iki uzmana göre ‘önemli olan beynin her iki lobunu da etkili kullanabilmek.’

Test bireylerin hali hazırda beyinlerinin hangi bölümlerini daha aktif kullandıklarını saptamaya yarıyor. Her iki lobu da aktif kullanmaları halinde çok daha etkili bir yaşam tarzı sürdürebilmeleri konusunda önemli bir farkındalık sağlıyor.

TEST:

NASIL DÜŞÜNÜYORSUNUZ

Aşağıdaki sorularda a ve b şıklarının toplam puan değeri 5. Bu puanın tamamını bir şıkka verebilir ya da şıklar arasında dağıtım yapabilirsiniz. Yani a: 0 - b:5, a:1 – b: 4, a: 2 – b: 3 vb. Unutmayın! Her soruda 5 puanın tamamını şıklar arasında dağıtacaksınız. 20 soruyu yanıtladıktan sonra a ve b şıklarına verdiğiniz puanları toplayın. Çıkan sonuç sizin sağ ve sol beyninizi hangi oranlarda kullandığınızı ortaya çıkaracak.

1.Ayrıntılı bir düzenleme sisteminiz ve her şey için bir yeriniz var mıdır?
a.Evet
b.Hayır

2.Sınavlarda hangi soru tipini tercih edersiniz/ederdiniz?
a.Doğru / yanlış, çoktan seçmeli, eşleme gibi yorum gerektirmeyen soruları
b.Ucu açık yorum sorularını

3.Bir dans figürü öğrenirken, hangisi öğrenmenizi kolaylaştırır?
a.Öğreteni taklit edip müziğin ritmini hissetmek
b.Figürü adım adım öğrenip uygulamak

4.Bir tiyatro salonu, amfi ya da sınıfa oditoryuma girdiğinizde (başka etkileyen unsurlar olmadığını varsayarsak) hangi tarafa oturmayı tercih edersiniz?
a.Sağ
b.Sol

5.Sık sık önsezileriniz olur mu?
a.Evet
b.Hayır

6.Önsezilerinizi dinler misiniz?
a.Evet
b.Hayır

7.Mobilyalarınızın yerlerini yılda bir kaç kez değiştirir misiniz yoksa aynı düzende kalmalarını mı tercih edersiniz?
a.Değiştirmem
b.Değiştiririm

8.Saatiniz olmadan ne kadar süre geçtiğini tahmin edebilir misiniz?
a.Evet
b.Hayır

9.Kıyaslayacak olursak, hangisini daha kolay anlarsınız?
a.Cebir
b.Geometri

10.Hangisini daha kolay hatırlarsınız?
a.İsimler
b.Yüzler

11.Birisi sizden “Okul” kavramını anlatmanızı istese, duygularınızı çizerek mi yazarak mı ifade etmeyi yeğlersiniz?
a.Çizerek
b.Yazarak

12.Birisi sizinle konuşurken, neye dikkat edersiniz?
a.Sözcük anlamı (söylenen)
b.Vurgu ve duygular (nasıl söylendiği)

13.Konuşurken, ellerinizi ne kadar kullanırsınız?
a.Çok az kullanırım
b.Sürekli kullanırım

14.Masanız / çalışma alanınız;
a.Düzenlidir
b.Gerekebilecek malzemelerle dolu ve kalabalıktır

15.Hangisini okumak size kolay gelir?
a.Ana fikirler
b.Belirgin detaylar

16.Hangisinde daha iyi düşünürsünüz?
a.Otururken
b.Hareket halindeyken

17.Hangi tarz şeyleri söylemek size kendinizi daha rahat hissettirir?
a.Esprili şeyler
b.Mantıklı şeyler

18.Matematikte;
a.Sonuca nasıl ulaştığınızı açıklayabilirsiniz.
b.Sonuca ulaşırsınız ama nasıl olduğunu açıklayamazsınız.

19.Çocuklarla vakit geçirmek ;
a.Sorumluluktur
b.Keyiftir

20.Not tutarken;
a.Birden fazla renkte kalem kullanırım
b.Genellikle tek kalem kullanırım

HESAP CETVELİ

(0-5 arasında verdiğiniz puanları “a” ve “b” şıklarının yanına yazın. 5 puanı “a” ve “b” şıkkı arasında paylaştırmanız gerekiyor. Test bitince sütunları toplayın ve beyninizin ne tarafını daha fazla kullandığınızı görün)

Sol Sağ
1. a b
2. a b
3. b a
4. a b
5. b a
6. b a
7. a b
8. b a
9. a b
10. a b
11. b a
12. a b
13. a b
14. a b
15. b a
16. a b
17. b a
18. a b
19. a b
20. b a


BEYNİN İKİ TARAFI NELERİ TEMSİL EDİYOR

Sol Beyin Sağ Beyin
Pozitif Sezgisel
Analitik İhtiyari
Doğrusal İçsel
Kesin Duygusal
Sıralı Şakacı
Sözel Sözel değil
Somut Ayrıntıcı
Mantıklı Görsel-resimsel
Aktif Sembolik
Kzanç odaklı Artistik
Dikkatli Fiziksel
Kusursuz Hareketleri uyumlu
Sistematik Çocuksu
Yazılı harf-rakam Eleştirel değil

Sol lobu baskın olanlar sağ lobu çalıştırmak için ne yapmalı

•Görselleşmeli, hayal kurmalı
•Örneklere bakmalı
•Karşıtları incelemeli
•Vücut dilini ve ses tonunu kullanmalı
•Çocuğun sağ beynine mesaj vermeli
•Empatik olmalı
•Vücudunu hareketlendirmeli

Sağ lobu baskın olanlar sol lobu çalıştırmak için ne yapmalı

•Notlar almalı, yazmalı
•Organize olmalı, önceliklerini belirlemeli
•Fikirleri değerlendirmeli, hedefleri belirlemeli
•Vücut dilini ve ses tonunu kontrol etmeli
•Daha mantıklı olmalı
•Karşılaştırmalı, eleştirmeli
•Sorgulayıcı olmalı, gözden geçirmeli

(*) Test, düşünce ve hafıza konusunda dünyanın en önde gelen iki ismi Tony Buzan ve Michael J. Gelb’in görüşleri doğrultusunda, Management Centre Türkiye (MCT) Şirkete Özel Eğitim Çözümleri Danışmanı Kemal İslamoğlu tarafından geliştirilmiştir.

Kaynak : SABAH /İŞ'TE İNSAN

TANRIM BENİ YAVAŞLAT...








Tanrim beni yavaşlat, Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir.

Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele.

Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.

Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginligi, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.

Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol.

Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı,
güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı,
balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret.

Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat.
Hatırlat ki, yarışı her zaman hızli koşanın bitirmediğini,
yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim.

Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır.

Beni yavaşlat Tanrım...

VE köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.

Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.

Ve hepsinden önemlisi.

Tanrim,

Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ver...

Bu yazı milattan 2000 yil önce ,
HİTİTLERE ait kalıntılar içerisinde bulunan bir duvar yazısına aittir...

ZOR KİŞİLİKLERLE BAŞETMENİN YOLLARI






Yeni bir işe başladınız.

İş yerindeki ilk haftanız henüz bitmedi.

Çevreye ve iş arkadaşlarınıza alışmaya çalışıyorsunuz.

Ya da uzun zamandır aynı iş yerinde çalışıyorsunuz. İş arkadaşlarınızla ve patronunuzla iyi ilişkiler kurdunuz.

Ama yolunda gitmeyen bir şeyler var. Karşı masada oturan iş arkadaşınız bir süredir size kötü bakışlar fırlatıyor. Yanınızdan geçerken size çarpıyor ve özür dilemiyor. Sabahları “günaydın”, akşamları “iyi akşamlar” demiyor. Diğer iş arkadaşlarınızla konuşmaya yeltendiğinizde sözünüzü kesip onlarla konuşmaya başlıyor. Size daha önce yaptığınız işlerle ilgili sorular soruyor ancak cevaplarınızı doğru düzgün dinlemiyor. Dinlediği zamanlarda da sizi ve yaptıklarınızı ya küçümsüyor ya da kendisinin aynı şeyleri çok daha iyi yapacağını söyleyerek sizi eleştiriyor.

Önceleri, onun karakterinin böyle olduğuna, size yönelik bir şeylerin olmadığına inanıyorsunuz. Ancak zamanla size yönelik bu kötü hareketleri artıyor. Hevesinizin kırıldığını hissediyorsunuz, sabahları o insan aklınıza geliyor ve sırf onunla karşılaşmamak için işe gitmek istemiyorsunuz. Ofiste huzursuz ve korkak şekilde çalıştığınızdan performansınız düşüyor, eğer yeniyseniz daha ilk günlerden kötü bir çalışan izlenimi veriyorsunuz…

Daha önce böyle bir olay yaşamış, şu anda yaşıyor ya da gelecekte yaşayacak olabilirsiniz. Çünkü zor insanlar, hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında bulunurlar. “Zor” diye tanımlanan insanlar genel olarak çevrelerindeki herkese kötü davranıyorlarsa onlarla başa çıkmanın daha kolay olduğu bilinmektedir. Çünkü onların davranışları belli bir kişiyi hedef almamaktadır, yapıları gereği bu şekilde davranırlar.

Bu yüzden onların bu kötü özelliğini törpülemek daha kolay olacaktır. Ancak bu zor insan, tavırlarıyla sadece sizi hedefliyor ve sizin yaptıklarınızı küçümser nitelikte hareket ediyor ise onlarla mücadele etmeniz zor olacaktır.

Bazı İnsanlarla Anlaşmak Neden Zordur?

“Coping With Difficult People- Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının yazarı Robert M. Bramson, Ph.D bazı insanların neden farklı tavırlar sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı insanlar karşılarındakinin performansını düşürmek ve onların şevkini kırmak için bilerek ‘zor’ tavırlar sergiler. En kötüsü de, bu tavırlarını değiştirmeleri için onlara teklif edilen tüm yardımlara ve iletişim yollarına karşı bağışıklık kazanmış olmalarıdır. Tüm bu çabalar sonuçsuz kalır.”

Her zor insan birbiriyle aynı davranışları sergilememekte, karakterler nasıl çeşitlilik gösteriyorsa kötü ve zor davranışlar da aynı şekilde çeşitlilik göstermektedir. Kimileri genel olarak “zor”dur, yani herkesi aynı şekilde terslerler. Diğerlerinin kötü davranışları ise sadece size yöneliktir. Bazı zor insanlar sürekli konuşup hiç dinlemezken diğerleri de hep son sözü söylemek isterler. Kimisi verilen görevleri yerine getirmezken diğeri sürekli sizi eleştirir. Bir başkası sürekli kendinden bahsederken diğeri bütün gün konuşmadan oturabilir.

Zor iş arkadaşınız sizinle sonsuz bir güç yarışına girebilir, hatta patronunuzla iyi ilişkiler kurup sahip olduğunuz pozisyonu kaybetmenize bile sebep olabilir. Aranızın iyi olduğu diğer iş arkadaşlarınıza yaklaşıp onlarla iyi ilişkiler kurabilir ve böylece sizi saf dışı bırakmaya da çalışabilir. Sizi onların yanında küçük düşürerek moralinizi bozmayı hedefleyebilir.


Bunun gibi daha birçok zor insan örneği verilebilir. Robert Bramson da en belirgin 4 “Zor İnsan” çeşidini şöyle tanımlıyor:


Agresif İnsanlar:

Bu insanlar karşılarındakinin ya kendilerinden kaçmalarını ya da öfkeyle kendilerine saldırmalarını beklerler. Bu davranışlara karşı hazırlıklıdırlar. Saldırgan bir tavırla karşılık verip sizi rencide edebilirler. Bu yüzden onlara karşı durun ama savaşmayın. Amacınız fikirlerinizi kendinizden emin bir şekilde savunmak olsun, polemik yaratmak değil. Sakin bir şekilde kendinizi ifade edin ve size yönelik saldırgan tavırlara kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.


Pusuda bekleyenler:

Bu insanlar, en uygun zamanı bekleyip kurnaz bir şekilde saldırma konusunda ustadırlar. Mizahi yöntemlerin arkasına sığınarak ve alaycı ses tonlarıyla sizi küçük düşürmeyi hedeflerler. Polemiğe girmek istemediğiniz için bu insanlarla mücadele etmekten kaçınıyor olabilirsiniz. Ama unutmayın ki ne kadar geri çekilirseniz o kadar üstünüze gelirler. Bu yüzden karşınızdaki zor insana soruyla cevap verin. “Galiba şaka yapıyorsun, yoksa yanılıyor muyum?” diye bir soru karşısında o da geri adım atacak ve büyük ihtimalle sadece şaka yaptığını söyleyecektir. Dahası, bir daha kolay kolay size sinsi şakalar ya da küçük düşürücü oyunlar yapamayacaktır.

Sürekli şikâyet edenler:

Bu insanlar; düşmanlık dolu bir dünyada yaşadıklarına inanırlar, bu yüzden karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine olan güvenleri de azdır. Eksik olan özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz, her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır içine girerler. Bu insanlarla mücadele ederken negatif bir tavır sergilemektense onlara iyimser bir şekilde yaklaşın. Olayların, onlara görünmeyen iyi yönlerini göstermeye çalışın.

Sessiz insanlar:

Sorularınıza kısa cevaplar veren ya da sizi duymazlıktan gelen, sürekli somurtan insanlarla anlaşmak zordur, çünkü bu insanlar çekingendirler. Mümkün olduğunca az konuşur, çevrelerindekilerle diyaloga girmezler. İnsan ilişkilerinde de ilk adımı kolay kolay atamazlar. Bu yüzden onlarla anlaşmaya çalışırken “evet-hayır” cevaplı sorulardan çok, uzun cevaplı soruları tercih edin. Cevap vermeleri için onlara zaman verin ve sabırla bekleyin. Cevaplarını dikkatlice dinleyin ve ilgili tavrınızı yitirmeden sohbeti uzatmaya çalışın.

Sorunlara bakış açısının önemi;

Amerikalı RET (Rasyonel Emosyon Terapi) tedavi uzmanları Beck ve Ellis, kişiler arası ilişkilerde problemlerin oluşma nedenlerini şöyle açıklamışlardır:

1.Olaylardan değil, olaylara bakış açımızdan problemler oluşur.

2.Tüm ruhsal problemler katılık, esnek olamamak, hoş görüsüzlükten kaynaklanmaktadır.

Bu açıklamadan da anlaşılabileceği gibi bireysel ilişkiler her zaman karşı taraftan kaynaklanmamaktadır. Bazen kişilerin olaylara bakışı ve onları değerlendirişi de sorunların gerçek nedeni olabilmektedir.

Size sadece bir kere kötü davranmış bir kişi için “O zaten çok terstir.” genellemesinde bulunmak ya da küçük bir anlaşmazlığa düştüğünüz kişi için “Ben zaten onunla hiç anlaşamıyorum.” etiketlemesini yapmak sorunları çözmeyecek, aksine ilişkinizi daha da zora sokacaktır.

Aynı şekilde, size yönelik haksızlıklara aynı saldırgan tavırla karşılık vermek, samimi iş arkadaşlarınızla zor insanlara karşı tavır almak ya da bu zor iş arkadaşlarının masasına tehdit dolu isimsiz mektuplar bırakmak da bir çözüm değildir.

Bu nedenle herhangi bir problem karşısında, olaylar soğukkanlılıkla gözden geçirilmeli ve kişi önce kendini değerlendirmelidir. Sorunun kendisinden değil de karşısındakinden kaynaklandığından emin olduğunda da bunu onunla konuşarak çözmeye çalışmalıdır.

Zor İnsanlarla Mücadele Yöntemleri;

İş yerindeki zor insanlarla mücadelenizde şunlara dikkat edin:

İşe kendi davranışlarınızı gözden geçirerek başlayın:

Problemi yaratan gerçekten karşınızdaki kişi mi yoksa siz mi aşırı tepki veriyorsunuz? Aynı tip insanlarla anlaşmada hep problem yaşıyor musunuz? Hassas olduğunuz noktalar mı var? İş ilişkilerinizdeki problemleri çözerken önce kendi davranışlarınızı gözden geçirmeli ve problemin gerçekten karşınızdakinde olduğundan emin olmalısınız.


Yaşadıklarınızı güvenilir bir arkadaşınızla paylaşın:

Canımızı sıkan olaylarla karşılaştığımızda ya da çok sinirlendiğimizde olaylara tarafsız bakmamız zorlaşır. Amacımızın polemik yaratmak olmadığını unutur, o öfkeyle gerçeklere odaklanamayız. Böyle durumlarda tarafsız, üçüncü bir kişinin yorumları çok işimize yarayacak, gerçekleri daha iyi görmemizi sağlayacaktır.

Problem yaşadığınız kişiyle özel olarak konuşun:

Konuşarak birçok sorun çözülebilir, yeter ki konuşma üslubunuza ve verdiğiniz mesaja dikkat edin. Konuşma sırasında sadece karşı tarafı suçlayan bir tavır sergilemeyin. Uyumlu olmaya ve karşınızdakini de dikkatlice dinlemeye özen gösterin. Karşınızdaki insanın da barışı ve huzuru sağlamayı en az sizin kadar çok istediğini varsayarak ona yaklaşın. Bu tutumla yaklaşıp ilk adımı siz atarsanız sonuç büyük ihtimalle olumlu olacaktır.

Değişimi gözleyin:

İlk görüşmenizden sonra size karşı tavrı değişti mi? Sorunlar azaldı mı? Yoksa her şey aynı mı? Bu soruların cevaplarını gözden geçirip bir daha görüşmenize gerek olup olmadığına karar verin. En önemlisi o insanla iyi ilişkiler kurmak istediğinizden emin olun. Ona göre davranışlarınızı düzenleyin.

Farklılıkları avantaja dönüştürün:

İş arkadaşınızla aranızda problem yaratan karakter farklılıklarını artıya dönüştürebilirsiniz. Aranızdaki sorunu çözdükten sonra sohbetlerinizi daha da artırarak, ona içten bir tavırla yaklaşıp ondan öğrenecek çok şeyiniz olduğu mesajını ona iletirseniz zamanla iyi arkadaş bile olabilirsiniz. Önemli olan farklılıklarınızı probleme değil, avantaja dönüştürmeyi bilmek.

Eğer bu yaklaşımlar işe yaramazsa, zor insanla ilişkilerinizi sınırlayın: Bütün mücadele yöntemlerini denedikten, karşınızdaki zor insanla anlaşmaya çalıştıktan sonra yine de aranızdaki sorunlar devam ediyorsa bu insanla iletişiminizi sınırlayın. İşinizin gerekliliklerini ihmal etmemek şartıyla bu kişiyle mümkün olduğu kadar az beraber olmaya, az diyalog kurmaya özen gösterin. Onun etkileyemeyeceği projeleri seçin.

Gerekirse aynı şirket içinde başka bir bölüme transfer olun: Eğer karşınızdaki insan çok etkiliyse veya onunla iletişiminizi çeşitli sebeplerle sınırlayamıyorsanız aynı şirket içinde bir başka bölüme geçiş yapabilirsiniz. Yeniliklere açık olduğunuz sürece yepyeni bir işe adapte olmakta zorlanmazsınız. Yeter ki uyumlu olmayı ve özgüveninizi korumayı bilin.

Zor İnsanlarla Mücadele Ederken Bunları Yapmayın;

Zor insanların davranışlarını hemen kişisel olarak almayın. Bu zor insanların davranışları karakterlerinin bir parçası olabilir. Bu yüzden çevrelerindeki herkese kötü davranışlar sergiliyor olabilirler. Zor insanların tavırlarının sadece size yönelik olduğundan emin olduğunuzda harekete geçin.

Zor insanlarla mücadele etmekten ve onlarla sorunlarınızı çözmekten kaçmayın. Çünkü çözülmemiş sorunlar birikir ve daha büyük problemlere yol açar. Ayrıca kaçmak sizi zayıf gösterir ve zayıf insanlar daha çok saldırıya maruz kalırlar.

İçinde olduğunuz durumdan ya da zor iş arkadaşınızdan sürekli şikâyet etmeyin. Yöneticileriniz, kendi sorunlarınızla neden başa çıkamadığınızı düşünecek ve bu davranışınızı profesyonel bulmayacaktır.

Bu kişilere onların silahıyla yani saldırganlıkla karşılık vermeye çalışmayın. Çünkü siz bir amatörsünüz, onlarsa bir yaşam boyu böyle davranıp buna alışmışlar. Alışık olmadığınız bir tavırla başarıya ulaşamazsınız. Kendiniz olmayı deneyin.

Taviz vermeyin; çünkü ne kadar taviz verirseniz verin, zor insanlar her zaman daha çok isterler.

Onları değiştirmeye çalışmayın, başaramazsınız. Sadece onlara karşı davranışlarınızı gözden geçirip biraz değiştirerek iş yerinde huzuru yakalayabilirsiniz.

Problemlerin çözümü sizin elinizde…

İş yerindeki zor insanlarla mücadelenin anahtarı yine sizin elinizde… Yapıcı olduğunuz, konuşarak problemleri çözmeye çalıştığınız ve kendinizden emin olduğunuz müddetçe sorunlar kendiliğinden çözülecektir.

Bunu yaparken sağlam özgüveniniz, kendinize ve işinize olan inancınız işinizi daha da kolaylaştıracak, sorunların çözümünde size yardımcı olacaktır.

Böylece her sabah işe giderken yüzü gözünüzün önüne gelen, onunla yine karşılaşma fikri bile ayaklarınızın geri geri gitmesine sebep olan zor iş arkadaşınızla da barışı sağlamakla kalmayacak, belki de sağlam bir arkadaşlığın temellerini de atmış olacaksınız.

*alıntı..

İNSAN VÜCUDUNUN BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ

İNSAN VÜCUDUNUN BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ;

- Göz kalitesinde(megapiksel)bir fotograf makinesi yapılsa çekeceği en kötü görüntünün bilgisayarda kapladığı yerin 1 gb 353 mb olacağını.

- İnsanın hayatı boyunca saldığı tükürüğün 60 tonluk bir havuzu dolduracağı.

- Kulaktaki dengeyi sağlayan kemiklerin duyarlılıgında bir bombanın üstüne toz konsa bile patlayacağını.

- Kemiklerimizin sağlamlığında ve hafifliğinde bir madde olsa bu maddeden yapılan evlerin hiçbir depremde yıkılmıyacağını.

- Dil kasımız kadar güçlü bir makine olsa bu makinenın ağırlığının 350 katına kadar olan herşeyi kaldırabileceğini ve taşıyabileceğini.

- Eklemlerimizdeki sıvıyı araba motorundaki yağın yerine kullansak en kaliteli motor yağının oluşturduğu sürtünmeden %700 daha az sürtünme oluşacağını.

- Dişlerimizin minesindeki maddeden oluşan 10 cm kalınlığındaki bir levhaya en az hasarı verebilmek için c4 patlayıcı gerektiğini.

- Beynini %100 kullanabilen hayvan olan balığa insan beyni takılabilse neler olabileceğini.

- İnsan akciğerlerinin bir hava temizleyici klima yerine kullanılırsa o ortamda hiçbir bakteri kalmıyacağını ve havanın tertemiz olacağını.

- İnsan sinirlerin içindeki elektriksel hızı internet ağına aktarabilsek 1 gb lık dosyanın internetten pc ye 10sn de ineceğini.

- Vücudumuzdaki akyuvarlar vücud dışında olsa ve kendisinden başka her türü düşman olarak kabul etse Dünya'da hiçbir canlının akyuvarlara karşı koyamayacağını ve her canlının öleceğini
BİLİYORMUYDUNUZ ?

- BAZI YARARLI BİLGİLER

- Günde 24 saat sayı sayarsanız 1 trilyona ulaşmanız 31bin688 yıl alır.

- Vücudumuzdaki tüm damarları uçuca eklerseniz 19bin200 KM eder.

- El tırnakları ayak tırnaklarından 4 kat hızlı uzar.

- İnsan kalbi dakikada 60-80 defa çarpar.

- İnsanlar 200 milyon soluk alıp verme 1milyar kalp atışı 300 milyon mide kasılması

ve 20 milyar göz kırpması kadar yaşar.

- İnsan 7 dakika içerisinde uykuya dalar.

- İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.

- İnsanın kalça kemiği betondan sağlamdır.

- İnsanlar beyinlerinin %10 ‘nu kullanırlar...

RENKLERİN ANLAMLARI..






Renkler hayatımızın parçası. Peki renklerin hayatımızı nasıl etkilediğini biliyor musunuz?

Renk seçiminin kimi zaman karakterimizi yansıttığından ya da seçtiğimiz rengin bize
olumlu ve olumsuz etkileri olduğundan haberiniz var mı?

TURUNCU : Sosyalliği ve iyi huyluluğu arttıran bir renk olan turuncu hayatı daha mutlu olarak algılamayı
sağlar. Sinir sistemi gergin olanların turuncu kullanmaları önerilir çünkü bu rengin tüm tonları depresyona
karşı birebir ilaç olarak görülür.Burnunla beraber turuncu kırmızı gibi dışa dönük ve heyecan vericidir.
Canlılığı, yaratıcılığı, güveni,cesareti ve iletişimi kuvvetlendirdiği için psikolojik olarak insanı yaşama motive
eder.Turuncu, güç ve dayanıklılığın rengidir.Ayrıca sıcaklığı, ateşi ve telaşı simgeler. Neşenin ve bilgeliğin de
sembolü olan turuncunun, insanlardaki sosyalleşme duygularını faaliyete geçirdiğini ifade eden uzmanlar,
bu rengin aşırı kullanımının sinir sistemini olumsuz yönde etkilediğini vurguluyorlar.Uzmanlar, bu sebeple turuncuyu, yeşil ve mavinin tonlarıyla birlikte kullanmak gerektiğine dikkat çekiyorlar.

MAVİ : Mavi renk gökyüzünün ve geniş ufukların, denizin simgesidir. Sınırsızlığı ve uzak bakışlılığı simgeler. Huzuru temsil eder ve sakinleştirir. Araplar mavinin kan akışını yavaşlattığına inanır, nazar boncuğu o yüzden mavidir. Batıda intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar. Duvarları mavi olan okullarda
çocukların daha az yaramazlık yaptığı saptanmıştır.Mavi,sezgi gücünün ve karmaşık zihinsel becerilerin de simgesidir.Mavi renk, sinirleri yatıştırması ile bir çeşit meditasyon ve duygusal arınma yolu sayılabilecek
kadar etkilidir

KIRMIZI : Bu renk canlılık ve dinamizmle ilgili bir renktir. Mutluluğu temsil eder. Kırmızı renk, fiziksel olarak; ataklığı, canlılığı ve duygusal bağlamda; bir işi sonuna kadar götüren azmi ve kararlılığı gösterir. İştah açar.
O yüzden dünyadaki gıda firmalarının çoğu logosunda kırmızıyı kullanır. Kırmızı tansiyonu yükseltir, kan akışını hızlandırır. Yanlış bir inanış vardır; boğaların kırmızıya saldırdığı sanılır. Oysa boğalar renk körüdür. Kırmızıya değil, kendilerine sallanan koyu renkli beze saldırır.

YEŞİL : Duygusal olarak bizi en çok etkileyen bir organımız olan kalp organının , bu rengin yaydığı enerji
alanında olduğu düşünülür. Doğanın ve baharın rengidir. Güven veren renktir. O yüzden bankaların logolarında hakim renktir. Yeşil yaratıcılığı körükler. Bu yüzden büyük lokanta mutfaklarında yeşil tercih edilir. Hastanelerde de yeşil rahatlatıcı özelliği nedeniyle kullanılır. Yeşil alanda insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği saptanmıştır.

SİYAH : Duygusallığı ve hüznü simgeler. Gücü ve tutkuyu temsil eder. Bizde ve batıda siyah matemi temsil ederken, Japonya'da siyah mutluluktur. Siyah fonda kullanılırsa karamsarlığı çağrıştırır. Einstein konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan odaları tercih ederdi. Siyah ölüm, başkaldırı, güç ve karşı durmanın rengidir. Haşmeti ve tutkuyu simgeler.Diğer yandan evren ve uzay boşluğunu da temsil eder,
renklerin yokluğudur

BEYAZ: Temizliği ve saflığı temsil eder. İstikrarı, devamlılığı simgeler. Politikacılar beyazı pek severler,
çünkü temiz, dürüst izlenimi vermek isterler...Nazik,yumuşak, alçakgönüllü ve asil bir renktir. Hastanelerde
ve spor giysilerde beyaz renk tercih edilir. Ayrıca beyaz masumiyetin,saflığın da sembolüdür. Bu rengi sevenler, çatışmadan uzak , farklı ve özgür bir dünyanın arayışı içinde olan insanlardır. Beyazın saflığına inana kişiler aydınlığı seven, okumayı, düşünmeyi,ve yorumlamayı severler.

SARI : Sarı zeka , incelik ve pratiklikle ilgilidir. Toplumsal yaşamı ve birlikte çalışmayı yansıtan bir anlamı vardır. Geçiciliğin ve dikkat çekiciliğin sembolüdür. Dikkat çekiciliğinden dolayı dünyada taksiler sarıdır. Sarı ayrıca hüzün ve özlemin rengidir. Sonbaharın tüm hüzünlü güzelliğinde onun her rengini izlemek mümkündür.

LACİVERT : Kozmik renk olarak kabul edilir; sonsuzluğu, otoriteyi, verimliliği simgeler. O yüzden dünyadaki firmaların yarıdan fazlası logolarında laciverdi kullanır. Lacivert giyen kişiler kendilerini çok daha karizmatik
ve inandırıcı hissederler. İnsanların üzerinde başarılı ve güçlü imajı bırakır.

MOR : Eskiden beri ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Tarih , yüksek sınıfların, saray mensuplarının daima morla bezendiklerini kaydeder. Nevrotik duyguları açığa çıkardığından, insanların bilinçaltını korkuttuğu saptanmıştır. İntihar edenlerin beğendiği renktir.

PEMBE : Uyum ,neşe , şirinliğin ve sevginin simgesi. Rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir. Bu yüzden
bazı büyük mağazalar tezgahtarlarına pembe üniforma giydirir ki, müşteriler kendilerini rahat hissetsin diye. Pembe aynı zamanda çocuk rengidir.

KAHVERENGİ : Gerçekçiliğin, plan ve sistemin rengidir. Kansas Ünv.’de bir sergide, duvarların rengi değiştirilebilir hale getirilmiş. Fonda beyaz kullanıldığında insanlar sergide yavaş hareket etmiş. Fon kahverengiye döndüğünde ise insanlar müzede daha çok yeri daha az zamanda gezmişler. Kahverengi
insanı hızlandırır. Bu yüzden fastfoodlar iç mekanda kahverengi kullanır. Kahverengi toprak rengidir.
Kıyafetlerde pek tercih edilmez, çünkü kahverengi giyen insanlar kalabalıkta dikkat çekmezler.

Yaşamınızdaki size özel renklerinizin her zaman sizinle olmasını;

Kalbinizdeki aydınlığın renklerinize yansımasını dilerim..

selma er