24 Ağustos 2009 Pazartesi

Bir Kaz Göndersem Yolar Mısın??? -Küçük Bir Öykü

Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdili kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına baş vezirini alıp yola çıkmış...

Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler..
Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.

"Padişah", "ihtiyarı" selamlamış.

" Selamünaleyküm ey piri fani..."
" Aleykümselam ey serdar'ı cihan..."

Padişah sormuş.

" Altılarda ne yaptın ?"
" Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..."

Padişah gene sormuş.

" Geceleri kalkmadın mı ?"
" Kalktık...Lakin, ellere yaradı..." Padişah gülmüş.
" Bir kaz göndersem yolar mısın ?"
" Hem de ciyaklamadan..."

Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar.

Padişah baş vezire dönmüş.

" Ne konuştuğumuzu anladın mı ?"
" Hayır padişahım..." Padişah sinirlenmiş.
" Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."

Korkuya kapılan baş vezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş.

Bakmış adam hala orada çalışıyor...

" Ne konuştunuz siz padişahla... ?"

Adam, baş veziri şöyle bir süzmüş.

" Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.."

Baş vezir, yüz altın vermiş.

" Sen padişahı, serdar'ı cihan, diye selamladın.

Nereden anladın padişah olduğunu... ?"

" Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.."

Vezir kafasını kaşımış.

Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek..."

Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.

" Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu.

Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."

Vezir bir soru daha sormuş...

" Geceleri kalkmadın mı ne demek ?"

Adam bir yüz altın daha almış.

" Çocukların yok mu diye sordu..Var, ama hepsi kız.

Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim..."

Vezir gene kafasını sallamış.

" Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek..."

Adam gülmüş...

-Onu da sen bul ..

Yönetim Felsefesi...‏

Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi.

Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.

Türk Takımında ise 2 kişi kürek çekiyor, 3 kişi şeflik 3 kişi müdürlük yapıyor 1 kişi de dümeni kullanıyordu.

Her iki takımda, performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.

Büyük gün geldi ve iki takımda, kendini hazır hissediyordu. Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar...

Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı.Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.

Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu düzenlenen raporlara göre hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi.

Çözüm olarak yönetimdeki düzeni güçlendirmek için 1 genel müdür atandı, ve sandaldaki ağırlığı dengelemek için kürekçi sayısı da 1 e indirildi.

Japonlara yeni bir yarış teklif etme kararı alındı.

9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı.

Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.

Türk Takımında ise yeni yapılanma şekli şöyleydi,

1 Genel müdür

3 Bölgesel müdür

3 Dümen şefi

1 Dümenci

1 Kürekçi

İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti. Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu,müdürlere ve diğer personele sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.

23 Ağustos 2009 Pazar

Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir.-Küçük Bir Öykü..

Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle. Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu.Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkândan dışarı fırlayıp:

- Küçük! diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!
Çocuk, ona dönerek:
- Gerçekten çok güzeller! diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.
- Bence önemli değil! diye atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki.
Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da vicdanı.

Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:

- Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsaydı.

Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
- Anlayamadım! dedi. Neden öyle olsun ki?
- Çok basit dedi, adam. Eğer vicdanımız yoksa cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükâfat görecekler...
Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi.

Adam, vitrine işaret ederek:

- Baktığın ayakkabı, sana yakışır, dedi. Denemek ister misin?
Çocuk, başını yanlara sallayıp:
- Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki.
- İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım, dedi adam. Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder.
Çocuk biraz düşünüp:
- Ayakkabının diğer teki işe yaramaz, dedi. Onu kim alacak ki?
- Amma yaptın ha! diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.
Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
- Üstelik de öğrencisin değil mi? diye sordu.
- İkiye gidiyorum, diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.
- Tamam işte! dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geriye kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda
ayakkabı senindir, sattım gitti.
Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkâna girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi ve çıkarttığı eskiyi göstererek:
- Benim satış işlemim bitti!. dedi. Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.
- Şaka mı yapıyorsunuz? diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?
- Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş, dedi adam. Antika eşyalardan haberin yok herhalde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.
Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kâğıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:

- Bana göre 20 lira yeterli, dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya!...

Adam onu kıramayıp parayı aldı ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu. Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu.

Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:

- Babam haklıymış!. dedi. 'Sakat olduğun için, üzülmene hiç gerek yok!' demişti.

* Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,
* Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
* Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur,
* Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir...

*alıntı..

İYİLİK ve KÖTÜLÜK

Yaşlı adam kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.

Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla sordu dedesine.

Yaşlı adam, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.

“Onlar” dedi, “benim için iki simgedir evlat.”

“Neyin simgesi” diye sordu çocuk.

“İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.”

Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı, diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

“Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”

Bilge adam, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:

“Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o!”

*alıntı..

DÜNYADAKİ MELEKLERE..












Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazirlanan
bir bebek varmis. Bir gün Tanri'ya sormus:

-Tanrim, beni yarin dünyaya gönderecegini
söylediler, fakat ben o kadar kücük ve
gücsüzüm ki, orada nasil yasayacagim?

-Tüm meleklerin arasindan senin icin bir
tanesini sectim. O seni bekliyor olacak
ve seni koruyacak. Melegin sana hergün
sarki söyleyecek ve gülümseyecek.
Böylece sen onun sevgisini
hissedecek ve mutlu olacaksın.

-Pekiiiii... Insanlar bana birseyler
söylediklerinde, dillerini bilmeden
söylenenleri nasil anlayacagim?

-Melegin sana dünyada duyabilecegin en
güzel ve tatli sözcükleri söyleyecek, sana
konusmayi dikkatle ve sevgiyle ögretecek.

-Peki Tanrim, ben seninle konusmak
istersem ne yapacagim?

-Melegin sana ellerini acarak
bana dua etmeyi de ögretecek.

-Dünyada kötü adamlar oldugunu duydum,
beni kim koruyacak?

-Melegin seni kendi hayati pahasina
dahi olsa daima koruyacak.

-Fakat ben, seni bir daha
göremeyecegim icin cok üzgünüm.

-Melegin sana sürekli benden söz edecek
ve bana gelmenin yollarini sana ögretecek.

O sirada Cennette bir sessizlik olur
ve düyanın sesleri cennete kadar ulasir.
Bebek gitmek üzere oldugunu anlar
ve son bir soru sorar:

-Tanrim eger simdi gitmek üzereysem lütfen
cabuk söyle, benim melegimin adi ne?

-Meleginin adinin önemi yok yavrum,
sen onu ANNE diye çağıracaksın..

*alıntı..

BİR TABAK KOY SOFRANA ..

BİR TABAK KOY SOFRANA

İftara geleceğim.
Yetişemezsem; ilk gelene yedir benim yemeğimi, benim yerime.
Sevabını paylaşalım…
Bir tabak koy sofrana
İftara geleceğim…

Tabağıma bakışlarını koy ve bir çift zeytin. Yeter bana…
Tebessümlerini ser önce üstüne,
Bir tabak koy benim için.
Bardağıma sesini doldur…
Sesini içip, nefesimi bırakayım yerine…

İftar sofralarında duygu olmalı ve sevgi…
Üstüne bir damla su, bir çift zeytin ve belki bir kaşık çorba…
Ama iftar sofralarında ilgi olmalı.
İftar sofralarında dua olmalı,
Benden sana, senden bana.

Bir tabak koy sofrana, iftara geleceğim…
Ve tabağımın yanına, böldüğün dualardan koy.
Bana da bir pay ayır, Ne olur?...
Bir tabak koy sofrana;
İftara geleceğim.

İftar sofralarında unutma beni, dayanamam unutmana…
Gelemeyeceğimi bilsem de…
Gelemeyeceğimi bilsen de;
Bir tabak koy sofrana,
İftara geleceğim.

Tebessümlerini ser…
Üstüne boş bir tabak koy.
Çorban yoksa bir çift zeytin koy.
O da yoksa bakışlarını koy veya bir damla gözyaşı…
Ama bir tabak koy bana, gelemesem de…

Bardağıma sesini koy, aynı yerden bir sen bir ben içelim!...
Ve tabağımın kenarına dualarını koy
Bu, böldüğün en büyük dilim olsun…

İftar sofranda duygu olsun… Sevgi olsun… İlgi olsun…
Ben gelemezsem bir kepçe çorba içir benim yerime,
Dua al paylaşalım.
Dayanamam unutma olur mu?

Benim için bir tabak koy sofrana;
İftara geleceğim…

*alıntı ..

18 Ağustos 2009 Salı

Can Dündar'dan..

Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,
Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını,
Dağlara dönmeli yüzünü insan.

Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak;
Yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak....
Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa,
Gerçekleştirmeyi denemeli!

Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir,
Kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini
anlamalı.

Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler,
Her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa,
Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri;
Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip
Servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş
gözlüklerini;
Gördüğünü hissedebilmeli!

Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce,
Değerli olabilmeli hayat!
İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için!
Başkasının yerine koyabilmeli kendini;
Ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli!
Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli!
Şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı;
Sevgisiz, soysuz kalarak!

Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden,
Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine...

Güneşin doğuşunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı
saçlarını...
Karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda;
Öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın!

Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği;
Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli!

Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu
Olmayı beklememeli!

Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı;
Bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı!

Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç
Çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı
bilmiyorsan,
Neşesizdir kahkahaların;
Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların...

Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi
unutmamalı!

Bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için...
Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil,
Söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli!
Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere...

Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle

tekrarlamaması için!

Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak!
Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak!

Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi;
Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin
sevdiklerinin;
Zaman bulabilsin;
Bir teşekkür, bir elveda için...

Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer;
Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten;
Ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark
edebilmeli insan!

Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi...

Zamanın ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı...!


Can DÜNDAR

BAŞARILI VE BAŞARISIZ İNSANLARIN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ

başarılı insan ”birşey olacaksa benim sayemde olacak der .
başarısız insan ”hiçbirşey benim elimde değil”der .
**
başarılı insan düşlerini gerçeğe dönüştürür .
başarısız insan gerçeği düşlerine dönüştürür .
**
başarılı insan”araştırıp öğrenelim der .
başarısız insan”hiçkimse bilmiyor”der .
**
başarılı insan çözümün parçasıdır .
başarısız insan sorunun parçasıdır .
**
başarılı insan başarısız olmaktan korkmaz .
başarısız insan başarılı olmaktan korkar .
**
başarılı insan başarısız insandan daha çok çalışır .
başarısız insan her zaman çok meşguldür .
**
başarılı insan hata yaptım der .
başarısız insan”benim suçum değildi ”der .
**
başarılı insan isteyerek yapar.
başarısız insan mecbur olduğu için yapar .
*
başarılı insan zaman yaratır .
başarısız insan zamanı boşa harcar .
**
başarılı insan söz verir .
başarısız insan vaat eder .
**
başarılı insan yapacağım der .
başarısız insan”yapmaya çalışacağım”der .
**
başarılı insan”iyiyim ama daha da iyi olabilirim”der .
başarısız insan”çoğu insanın olduğu kadar kötü değilim”der .
**
başarılı insan dinler .
başarısız insan konuşma sırası kendisine gelsin diye bekler .
**
başarılı insan başkaları doğru şeyler yaparken görür .
başarısız insan başkaların yanlışları yakalar .
**
başarılı insan başkalarından ders alır .
başarısız insan başkalarından alır .
**
başarılı insan fırsatları görür .
başarısız insan sorunları görür .
**
başarılı insan eylemde bulunur .
başarısız insan konuşur .
**
başarılı insan bedel ödemeye hazırdır .
başarısız insan gümüş tabakta sunulması bekler .
**

Farenin Ders Veren Öyküsü..

Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü.

Kendi kendine: İçinde hangi yiyecek var acaba?” diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı.

“Evde bir fare kapanı var! Evde bir fare kapanı var!” diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı.

Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı: “Zavallı farecik… Bu senin sorunun benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük kapanın” dedi.

Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla domuzun yanına koştu ve” Evde bir fare kapanı var! Evde bir fare kapanı var!” diye adeta çırpındı. Domuz anlayışla karşıladı ama” Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol” dedi. Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve , “Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!” dedi. İnek; Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor.” dedi.

Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak zorunda olduğunu anladı.

O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu.

Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu. Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti.
Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısını ısırdı. Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor, zehri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu.

Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu. Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi. Karısının hastalığını duyan komşular ziyarete geldiler. Onlara ikram etmek için çiftçi domuzunu kesti. Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü.
Cenazesine çok sayıda kişi gelince hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi ineği mezbahaya yolladı.

Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki deliğinden izledi.

Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir tehlike ile karşı karşıya ise tehlike bir gün hepimiz içindir unutmayalım!…

*alıntı..

2 Ağustos 2009 Pazar

BİR HAMAL ÖĞRETİSİ-KÜÇÜK BİR ÖYKÜ..

Hamalsan iki şey önemli oluyor senin için:

Yük ve yol...

Ancak sırtına aldığın yükle bu mesafeyi aşabilirsen,ücret mevzu bahis oluyor. Aksi olursa, cereme çekiyorsun!Bunu düşünüyordum. Yanımdaki hamalla yola çıktık.İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. Benim sırtımda ise birkaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği... Diyordum ki içimden "Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!.."
Nitekim, çok geçmeden dedi ki: "Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!. ..
"Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!. . "Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü. Salarken yükünün ipini "Sen de dinlen hadi" dedi. Benim canım sıkılmıştı bu işe.Genç olduğumu, ondan kuvvetli olduğumu, bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum. O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum. Bir saat kadar sonra yine durdu,oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla dolandım etrafında...
"Yükünü indirip sen de dinlen", demesine aldırmadım,ona daha çok kızdım...
Sonra yine durdu. Bana da "dinlenmemi" söyledi yine ama dinlenmedim. Yarım saat sonra "dinlenelim mi" diye sordu, aksi aksi başımı salladım...
Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü.
Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı. Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim.
Uyumuştum da uyandım mı, yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım...
Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı. Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma girerek; "Hadi kalk, dedi. Bana yaslan. Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz." Dediğini yaptım. Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana.
"Ben yılların hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de toprağa serdi sonunda... Yolda gördüğümüz saçılmış kuru kemiklerin çoğu, anlattığım bu insanlara ait...
Halbuki bir yükü "taşımak" bizim işimiz, "altında ezilmek" değil!.. Unutma ki bir yük taşıdıkça ağırlaşır.
Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun! Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Belki o günleri ben göremem.
Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, kafanın içinde de sakın yük taşıma...
Akşamları bırak ve hafifle... Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü. Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil. Çünkü , yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler var...

Gerçek şu ki, hepimiz şu hayatın hamallarıyız.. Yüklerimizi en doğru şekilde taşımak ve hayatın altında ezilmemek dileklerimle. ..

*alıntı..

Özlü Sözler -Seçilmiş çok güzel başarı sözleri..

Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceğinizi yapın. Theodore Roosevelt

İnsan sahip olduklarının toplamı değil, fakat henüz gerçekleştiremediklerinin toplamıdır. Jean Paul Sartre

İnsanın yaşam düzeyini bilinçli bir çabayla yükseltme konusundaki tartışma götürmez yeteneğinden daha cesaret verici bir gerçek bilmiyorum. Henry Davıd Thureau

Başarı bir yolculuktur, bir varış noktası değil. Ben Sweetland

Ahlak konusunda en önemli dersler kitaplardan değil, yaşanan deneyimlerden alınır. Mark Twaın

Deneyim düşüncenin, düşünce ise eylemin çocuğudur. B. Dısraelı

İnsanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. Öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. Bunlar bebeklikten başlayarak zamanla yok edilir. W.E.Demıng

Coşku, zekadan daha önemlidir. Albert Eınsteın

Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur. Ziya Gökalp

Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir. Mark Kay

Yapabildiğimiz herşeyi yapsaydık, buna kendimiz bile şaşardık. Thomas Edison

Başkaları için duyduğun kaygı, kendin için duyduğun kaygıların önüne geçtiği zaman olgunlaşmışsın demektir. John Mac Noughton

Zenginlik ve güzellikle birlikte bulunan ihtişam geçicidir ve kolay zedelenebilir. Erdemse muhteşem ve ölümsüz bir servettir. Sallust

Başkaları yararına iyi bir şey yapmak görev değil, zevktir. Çünkü sizin sağlık ve mutluluğunuzu artırır. Zoroaster

Bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir. Sokrates

Engeller beni durduramaz, her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir. Leonardo da Vinci

Üstelemek başarının temel unsurudur. Kapıyı yeterince uzun süre ve yüksek sesle çalarsanız, birilerini uyandıracagınızdan emin olabilirsiniz. Henry Wadsworth Longfellow

Bir kitap bir aynadır. Ona bir eşek bakacak olursa karşısında elbette bir evliya görmez. Goergo C.Lıchtenberg

Öykü sözcüğünün kökeni depo kelimesidir. Bu nedenle öykülerin birer depo oldukları söylenebilir. Şeyler öykünün içinde saklanırlar ve bu şeyler anlamdır. Mıchael Meade

Çömez yakınıyormuş: “Bize öyküler anlatıyorsun ama anlamlarını açmıyorsun.” Usta yanıt vermiş: “Biri sana meyveyi çiğneyerek ikram etse hoşuna gider miydi?” Paul Brunton

Oğlum, bütün hayatımı kolların ve ayakların belirlemeyecek. Hayatına asıl yön verecek olan beynin ve kalbindir. Bir şeyi gerçekten istiyorsan, bütün engelleri yenip ona ulaşabilirsin. Shelton Skelton

Dünyanın acı ile dolu olduğu doğrudur ama bir çok insan da bunun üstesinden gelmektedir. Helen Keller

Büyük düşler kuranlar düşlerini gerçekleştirmez, aşarlar. Alfred Lord Whıtehead
Arzu varsa çözümde vardır. Anonim

Olumsuz düşünceleri zihinsel canavarlar halini almadan önce yok edin. Anonim

Sizi korkutan her deyim size güç, cesaret ve güven kazandırır. Kendinize “Ben bu dehşeti yaşadım. Bundan sonra gelecek şeylere hazırım” dersiniz. Eleanor Roosevelt

Kimi insanlar yaşamımıza girer ve çıkarlar. Kimileride bir süre yaşamamızda kalır ve kalbimizde ayak izlerini bırakırlar, o zaman bir daha asla aynı insan olamayız. Anonim

İnsanın ruhu felç olmaz. Soluk alabiliyorsanız, düş de kurabilirsiniz. Tavuk suyuna çorba

Yeterince sevginiz varsa dünyada ki en mutlu ve en güçlü insan olursunuz. DR. Emmet Fox

Hata değil çare bulun. Henry Ford

Annem Help, “Herkesin kaderini kendisinin çizdiğine inanırım. Yaradanın sana verdiğiyle en iyisini yapmalısın” derdi. Forrest Gump Filminden

Düş kurmak değil, bir düşe sahip olmamak budalalıktır. Clıff Clavın, Cheers

Başkalarına yardımcı olmak için elinize her zaman büyük fırsatlar geçmez, ama küçük fırsatlar hergün çıkar. Sally Koch

Deneyim: En acımasız öğretmen odur. Fakat en iyi öğretmen de odur. C.S. Lewıs
Düşünceli olun, çünkü karşılaştığınız herkes inanın en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor. Plato

“Sana bütün bunları kim öğretti, Doktor?” Yanıt anında geldi. “Acı çekmek.” Albert Camus, Veba

İnsan yaşamanın amacı başkalarına hizmet etmek, şefkat göstermek ve yardımcı olmayı istemektir. DR. Albert Schweıtzer

Kendinizi tanıyıp ifade etmek onu inkar etmekten çok daha kolaydır ve başarırsanız lidelikte ödüllendirilirsiniz. Warren Bennıs

Bir değişim, bze gelişme fırsatını sağlayacak olan bir sonraki değişime yol açar. Vıvıen Buchen

Başarıya ulaşıp sıcrama yapan bireyler, aynı zamanda değişimin ustaları olacaklardır. R. Kanter

Başkası düştü mü, “çürük tahtaya basmasaydı” deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük çıkmasından şikayet ederiz. Cenap Şehabettin

Dünyada bir çok kabiliyetli kişiler, küçük bir cesaret sahibi olmadıkları için kaybolurlar. Sydney Smıth

Durmak ölüm, taklit uşaklıktır, çalışmak ve yetişmek ise hayat ve hürriyettir. L.Y. Rauke

Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz. Cladue Bernard

Mevcut bilgi birikimimizle öyle sorunlar yaratırız ki aynı birikimimiz bu sorunları çözmemize yetmez. A. Eınsteın

Bilgi, tek başına ekonomik bir kaynak değildir. Bilgi alınıp satılamaz, sadece bilgiyle yaratılanlar alınıp satılabilir. P.Drucker

Hayatta rasladığım herkes, bir bakımdan bana üstüdür. Bu yüzden kendisinden bir şeyler öğrenebilirim Emerson

İlk çağlarda güçlü olan, endüstri çağında zengin olan kazanırdı. Bilgi çağında ise bilgili olan kazanacaktır. A. Toffler

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşısındakilerinin anlayabiceği kadardır. Mevlana

İlim ilim demektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır. Yunus Emre

Tez elde edilen başarı, insanı kararsız ve maceraperest yapar. Bacon

Güçlükler başarının değerini artıran süslerdir. Molıere

Hayatta başarılı olanlar, kendilerine gereken bilgileri öğrenmekten bir an geri kalmazlar ve hadislerin sebeplerini her zaman araştırırlar. Rudyard Kıplıng

Ne başarırsanız başarın, size yardım eden mutlaka vardır. Athea Gıbson

En sıradan iş bile büyük başarılar getirme potansiyeline sahiptir. H.Jackson Brown

Başarılarını gizlemek en büyük başarıdır. La Rochefoucauld

Okunu hedefden öteye atan okcu, okunu hedefe ulaştıramayan okcudan daha başarılı değildir. Motnagıne

Para asıl parayı çekerse, başarı da başarıyı çeker. Chamfort

Büyük işler başarmak isteyen kimse, ölüm yokmuş gibi davranmamalıdır. Vauvenaroues

Başarı isdediğini elde etmek, mutluluksa elde ettiğini sevmektir. Brown

Büyük aşkların ve büyük başarıların büyük riskler içerdiğini unutma. Kim iyi yaşamış, bol bol gülmüş ve çok sevmişse, başarıyı yakalamış demektir. Bessıe Anderson Stanley

Ders alınmış başarısızlık başarı demektir. Malcom S. Forbes

Başarı insana belki çok şey öğretmez, fakat başarısızlık çok şey öğretir. Çin Atasözü

Mağlubiyete uğrayınca ümitsizliğe kapılma, her başarısızlıkta bir zafer arzusu yatar. Germaın Martın

Başarısızlıklar, kuvvetlilere daha da kuvvet verir. Saınt Exupery

İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir. Andre Gıde

Her şeyin mühim noktası, başlangıçtır. Eflatun

Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur. Cıcero

Ya başlamamalı, ya daa bitirmeli. Ovıdıus

Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamlarının sayısı ile belli olur. Victor Hugo

Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini kötülükten kurtaramazlar. Hz. Ali

Basit bir adamın elinden geleni yapmaya çalışması, zeki bir adamın tembelliğinden iyidir. G. Gracıan

Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olamk şartdır. Balzac

Hiçbir şeye cesaret etmeyen, hiçbir şeye beslemsin. Schıller

Bilgi insanı şüpheden, iyiylik acı çekmekten, kararlı olmak korkutan kurtarır. Konfüçyus

Başkalarının kusurlarını tartarken, parmağıyla terazinin kefelerini bastırmayan insan pek enderdir. Byron Langenfeld

Büyük adam büyük olduğunu; fakat büyüklüğünün küçüklük olduğunu bilir. Andre Mauroıs

“Bundan yirmi yıl sonra yapyınız şeylerden dolayı, yaptıklarınızdan daha fazla pişman olacaksınız. Öyleyse demir alın ve güvenli limanlardan çıkın, rüzgarları arkanıza alın, araştırın hayal edin ve keşfedin.” Mark Twaın

İyi bir kafaya sahip olmak yetmez; mesele onu iyi kullanmaktır. Rene Descartes

İnsan beyni sahibinin ihtiyaçlarından fazla gelişmiş bir araca benzer. A. R. Wallece

Hayal gücünden daha önemlidir. Albert Einstein

Yapacağın ilkşeyi kafanda net olarak görmelisin. Alex Moorison

Güzel cevap her zaman daha güzel soruyu sorana verilir. E. E. Cummings

En büyük zaman hırsızı kararsızlıktır. C. Floru

İyiliği, hastalığı, sefaleti, mutluğu, zenginliği, fakirliği yapan zihindir. Edmund Spencer

Vücutlarımız bahcemizdir? Niyetlerimiz de bahcıvanımızdır. William Shakesreare

Gerekeni yap ve güce sahip ol. Emerson

Gülümseyin: öyle samimi ve sıcakolun ki her sıktığınız ele, ruhunuzu da katın. Dale Carnegia

Akli resimler zihni kalıbımızın biçimlenmesine yardım eder. Robert Collier

“Vereceğimiz bilinçli komutlarla beyin merkezlerimizi geliştirebilecek, böylece şimdilerde düşleyemeyeceğimizi kullanabileceğiz”. DR. Frederic tilney

“Harukulade şeyler ancak, içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesaretini gösterenler tarafından yapılmıştır.” Barton

Yapabilirler çünkü yapabileceklerini düşünüyorlar. Virgil

İnsanlar arasında fark ufaktır. Ancak bu ufak fark büyük farklılığa yol açar. Ufak farklar tutumlardır. Büyük farklılık ise bu tutumun olumlu veya olumsuz olduğudur. C.Lement stone

“Ben hayatımın hiçbir anında karamsallık nedir tanımadım.” M. Kemal Atatürk
“Güzel bir düşünce de ibadet sayılır.” Ahmet İbşihi

Büyük adamlar olmassa hiçbir şey başarılmaz, insanlar da ancak karar verilirse büyük olabilirler. Gaulle

Kararlılık insan iradesinin uyandırma zilidir. Anthony Robbins

“Yapmak istediğin herşeyi düşünerek karar ver, verdiğin kararıda mutlaka gerçekleştir. Benjamin Franklin

“Kişinin geleçe dönük umutları şimdiki gücünün kaynağıdır.” Maxwel

“Bilinçlik potansiyeli, insan tarafından henüz keşfedilmemiş, en son ulaşılabiliecek alan olarak kalmıştır. Henüz keşfedilmemiş bir ülke gibidir.”
Limiti koyan zihindir. Zihin bir şeyi yapabileceğini kestirebiliği kadar başarılı olur.
Yüzde 100 inandığın sürece her şeyi yapabilirsiniz. Arnold Schwarzenegger

“İnsan yalnız tek bir istemeli ve durmadan hep onu istemeli, o zaman onu elde edeceğimizden emin olabiliriz.” Andre Gide

“Eğer hepimiz, yapabileceğimiz her şeyi yapsaydık, şaşkınlıktan kendi aklımızı başımızdan alırdık. Thomas Edison

“Konsantrasyon, bezginlik duymadan fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir noktaya sürekli uygulama yeteneğidir.” Thomas Edison

“Yetenekler ortaktır; herkes onlara sahiptir ama nadir olan yeteneklerimizin bizi
götürdüğü yere gitme cesaretidir.” Anonim

Allah´a dyan, sa´ye sarıl, hikmete ram ol? yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol. Mehmet Akif Ersoy

Eğer sizde deha varsa çalışkanlık bunu inkişaf ettirir. Eğer yoksa onun yerini doldurur. Reynolds

“Gerçek başarı başarısızlık korkusunu yenebilmektir.” Sweeney

“Ne geçmiş vardır ne gelecek; sadece sonsuz bir şimdi vardır.” A. Cowley

Büyük adamlar olmassa hiçbir şey başarılmaz, insanlar da ancak karar verilirse büyük olabilirler. Schopen haver

“Benim kuşağımın yaptığı en büyük keşiflerden biri, insanın düşüncelerini değiştirerek yaşamını da değiştirebileceği gerçeğini bumasıdır.
“Başarı,küçük hataların ve başarısızlıkların biraz ilerisinde duran şeydir.” T. J. Watson

“Akıl kendi başına cenneti cehennem, cehennemide cennet yapabilir. ” John Milton

“Bazı kimseler güllerin dikeni olduğundan yakınırlar. Ben dikenlerin gülü olduğuna şükrederim.” Alphonse Kann

Kişinin geleceğe dönük umutları şimdiki güçünün kaynağıdır. Maxwel

Erişmek istedikleri bir hedefi olmayanlar, çalışmaktan zevk almazlar.” Emile Raux

Bir gemi doğuya gider, biri batıya. Esen aynı rüzgarla: hangi yöne gidebileceğini belirleyen rüzgar değil, yelkendir. Ella Wheeler Wilcox

Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz. Cladue Bernard

Ölçülebileni ölç, ölçülenmeyeni ölçülebilir yap. Doğanın kitabı matematiksel bir dille yapılmıştır. Galileo

Bazı yenilgilerin nedeni, insanların işi yarıda bıraktıklarında, başarıya ne kadar yakın olduklarını bilememeleridir. Thomas Edison

Pek çok konuda başarı, başarmanın ne kadar vakitalacağını bilmeye bağlıdır. Montesgieu

Gücünü aşan rolü üzerinde alırsan, bu rolü, iyi oynamadığın gibi yapabileceğin rolüde terk etmiş olursun. Epiktotes

Demir mıklatısa aşıktır. Hep ona doğru koşar, zaferde sabra aşıktır ve devamlı ona koşar. Sühreverdi

Beklemeyi bilen insan herşeyi elde edebilir. Benjamin Disraeli

Dünyada yeteneksiz insan yoktur. Sadece iyi eğitilmemiş ve iyi yönlendirilmemiş insanlar vardır. Angle Peartri

Kendi kendisiyle barış yaşamak istiyorsa; müzisyen müzik yapmalı, ressam reim yapmalı, şair şiir yazmalıdır. Abraham Mazlow

Tembel insan yoktur. Sadece kendisine esin kaynağı oluşturacak kadar güçlü amaçları olmayan insanlar vardır. Anthony Robbins

Hayatta yapabileceğiniz en büyük hata, sürekli bir hata daha yapacağımız korkusudur. Albert Hubbard

Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonrada alışkanlıklarımız bizi oluşturur. John Dryden

Alışkanlık hizmetkarların en iyisi, efendilerin en kötüsüdür. Nathanıel Emmons
Başarının sırrı işini tatile çevirmektir. Mark Twin

İyi yada kötü bir şey yoktur, fakat biz düşüncelerimizle iyi veya kötüyü yaratırız. William Shakespeare

Her eylemin atası düşüncedir. Ralph Waldo Emerson

Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceklerinizi yapın. Theodore Roosevelt

Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Latin Atasözü

Kişisel başarı için televizyonunuzu öldürün. Steve Chandler

Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceklerinizi yapın. Alex Morrison

Cesaretimi kaybetmiyorum, çünkü vazgeçilen her yanlış girişimileri doğru atılmış yeni birr adımdır. Thomas Edison

En iyi dost, bendeki en iyi yönleri ortaya çıkaran insandır. Henry Ford

Yapabileceğinize de inansanız, haklı çıkarsınız. Henry Ford

İnsanın sağlığını koruyan iki faktör vardır. İşini sevmesi ve hayatı sevmesi. Sigmund Freud

Stresten kurtulmak için görevini en iyi şekilde yapın. Hans selye

Yapmak istediğiniz şeyi düşünerek karar ver, verdiğin kararı da mutlaka gerçekleştir. Benjamin Fraklin

Batan güneş için ağlayın, yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin. Dale Carnegde

Başarıya ulaşamayanların yüzde doksanı yenilgiye uğramamıştır. Sadece pes etmişlerdir. Paul J. Meyer

İnsan bir şeyi, çok ciddi olarak arzu etmeye görsün, hiçbir şeyi erişilmeyecek kadar yüksekte değildir. Hans C. Andersen

Düşünceler gayeyi doğurur. Gayeler eyleme dönüşür, eylemler alışkanlıkları oluşturur. Alışkanlıklarda karakter belirleyerek kaderimizi tayin eder.
Zor bir iş, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay şeylerin birikmesiyle oluşur. . Henry Ford

Plansız çalışan kimse, ülke ülke dolaşıp hazine arayan bir insana benzer. Descartes
Hepimiz zamanın kısalığında söz ederiz de; boş geçen zamanı nasıl geçireceğimizi bilmeyiz. Seneca

Yapılmış küçük işler, planlamış büyük işlerden daha iyidir. nathanıel Emmons
Düşündüğümüz şey yavaş yavaş biliçaltında kalıplaşmış gerçek bir deyimle kendini gösterir. Ernes holmes

Rüzgarın yönünü tayin edemeyiz ama geminin yönün değitirebiliriz. Enaca

*alıntı..