31 Temmuz 2009 Cuma

ÖSS'de az puana çok iş olanakları olan ve paralı meslekler

ÖSS'de az puana çok iş olanakları olan ve paralı meslekler:

ÖSS'de az puan aldıysanız üzülmeyin!

Önlisans programlarından bazıları insanı zengin bile eder. İşte o meslekler;


ÖSS'de 'az puan aldım' diye üzülmenize gerek yok. Çünkü az puanla iyi paralar kazanacağınız işler de var. İki yıllık at antrenörlüğü, at işletmeciliği, optisyenlik, su altı teknolojileri, diş-protez, iklimlendirme ve soğutma, biyomedikal cihaz teknolojisi gibi bölümleri bitirenlere her zaman ekmek var.

ÖSS’de ‘az puan aldım’ diye üzülmenize gerek yok. Çünkü az puanla iyi paralar kazanacağınız işler de var. İki yıllık at antrenörlüğü, at işletmeciliği, optisyenlik, su altı teknolojileri, diş-protez, iklimlendirme ve soğutma, biyomedikal cihaz teknolojisi gibi bölümleri bitirenlere her zaman ekmek var.
Mühendis, doktor, avukat, uluslararası ilişkiler uzmanı, öğretmen...

Bazı meslekler çok cazip
Gençlerin işsiz gezmesindeki etkenlerden biri de gözünü sürekli toplumsal cazibesi olan popüler mesleklere dikmesi. Oysa bazı meslekler var ki, mezun olduğunda hem dolgun bir maaş alabilir hem de yurtiçi ve yurtdışında önemli görevler alabilir. İşte bu mesleklerden bazıları şöyle: At antrenörlüğü, at işletmeciliği, optisyenlik, su altı teknolojileri, diş-protez, iklimlendirme ve soğutma, biyomedikal cihaz teknolojisi. 2 yıllık meslek yüksekokulu bünyesinde yer alan bu bölümleri bitirenler çok rahat iş bulabiliyor.

İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Adem Şenünver, 5 yıldır mezun veren atçılık işletmeciliği, nalbantlık, antrenörlük gibi bölümlerden bugüne kadar işsiz gezen birine rastlamadığını söyledi. Türkiye’de 10 bin yarış atı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Adem Şenünver, “Mezunlarımız Türkiye Jokey Kulübü’nün hara ve hipodromlarında çok rahat iş buluyor. 2 bin 500-3 bin YTL ücretle çalışıyorlar. Ayrıca eğittikleri atların performansına göre de ücret alıyorlar.” dedi. Prof. Şenünver, bölümlerinden 4 yıllık Veteriner Fakültesi’nin ilgili bölümlerine de dikey geçiş imkânı olduğunu hatırlatıyor. 25’er öğrencinin girdiği bölümlerden mezun olanlar ayrıca yurtdışında da görev yapıyor. Şenünver’in verdiği bilgiye göre Amerika, Avustralya, Dubai ve İngiltere’de çok sayıda at antrenörü görev yapıyor.

At antrenörlüğü gibi cazip mesleklerden sualtı teknolojileri bölümü mezunları da çok rahatlıkla iş bulabiliyor. İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, verilen dalgıçlık eğitiminden sonra su altında vida sıkmaktan kaynak yapmaya kadar çok sayıda işin bu bölümü bitirenler tarafından yapıldığına dikkat çekerek, “Su altında yapılan bütün işler bu bölümün ilgi sahasına giriyor. Boru döşenmesinden kaynak yapmaya kadar. Yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda şirket daha mezun vermeden birçok öğrenciye talip oluyor.” dedi.

Mezuniyetten önce iş buluyorlar!
Görme bozukluklarının düzeltilmesi ve giderilmesi için dizayn edilmiş optik gereçleri tedarik eden ve hastaya uygulayan eğitim görmüş kişilerin yetiştirildiği optisyenlik programından optisyen olarak mezun olanlar da şanslı olanlardan. Gözlükçü açmak ve gözlükçülük yapmak isteyenlerin üniversitede optisyenlik eğitiminden geçmiş olma şartının yasalaştığı 2004 yılından beri pisayada optisyenler büyük rağbet görüyor. Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrenci işleri yetkilileri öğrencilerin mezun olmadan iş bulduklarını söylüyor. Kontenjanların çoğunlukla sağlık meslek lisesi mezunları tarafından doldurulduğunu ifade eden yetkililer, kontenjan açığı kaldığında normal lise mezunlarından da bu bölümü tercih ettiğini belirtiyor.

Zirve Dergisi Rehberlik Uzmanı Hakan Baykal, halk arasında ismi popüler olmayan ancak mezunlarının rahat iş bulduğu çok sayıda bölüm olduğunu belirterek “Bunlar iki yıllık bölümler olduğu gibi mekatronik mühendisliği, enerji sistemleri mühendisliği, yönetim bilişim sistemleri, biyomedikal mühendisliği, uluslararası lojistik ve taşımacılık gibi 4 yıllık bölümler de olabiliyor. Adayların ve ailelerin dikkat edeceği çok şey var. Ancak ‘Mezun olunca işsiz ve mutsuz biri mi olmak isterler yoksa dolgun bir maaşla iyi bir gelecek mi?” diyor.

Gençleri en kritik dönemlerinde meslek seçimi bekliyor. Hayatın büyük bölümünün işyerinde geçtiği dikkate alındığında işyerinde mutlu olmak hayatın da mutlu geçmesi anlamına geldiğini belirten uzmanlar gençleri ve aileleri meslek seçerken dikkatli olmaya davet ediyor.

*alıntı..

http://www.osstercihrehberi.com/azpuana-cok-para-veren-meslekler.html

27 Temmuz 2009 Pazartesi

BİR REKLAMCININ İTİRAFLARI

DAVİD OGILVY KİMDİR ?

Reklâmcılığın kilometre taşarlından biridir.
Pariste aşçı yamağı olarak çalışmaya başlamış, sonra “Aga Fırınlarının” satış işlerini yapmış, 1949 yılında amerikada “OGILVY&MOTHER” reklam ajansını kurmuştur.

Bir çok ulusal markanın reklâmlarını yapan Ogilvy
“Bir reklamcının itirafları”,
"İkna hırsı”,
"Reklam sanatınınustalarıyla konuşmalar”,
“ Ogilvy On Advertising” gibi kitapları ile ;
sektörün gelişmesine katkıda bulunmuştur. 1999 yılında 88 yaşında iken aramızdan ayrılan David Ogilvy’nin; her iş alanında uygulanabilecek olan liderlik prensiplerinin yer aldığı “ Ogilvy On Advertising” isimli kitabı üzerinden onyıldan fazla geçmesine rağmen hala basılmaya devam ediyor. Ogilvy & Mother ajansı ise dünyanın 158 ülkesinde faaliyetine devam etmektedir.


OGILVY DİYOR Kİ!

1-) Satarız ya da satmayız.

2-) Her reklam "birleşik sembol"e katkıda bulunmalıdır ki o da marka imajıdır.

3-) Bir marka ürünün niteliklerinin yani adının, ambalajının, fiyatının, tarihinin,
Şöhretinin ve reklamının soyut bir toplamıdır.

4-) Asla kendi ailenizin okumasını istemeyeceğiniz bir reklam yazmayın.

5-) Bir bilgiyi bir kedinin fareyi kovaladığı gibi kovalarız.

6-) Yaratıcılık alanında kendi ajansınızla yarışmayın. Köpeğinin kendisine havlamasını kim ister?

7-) Yeni bir müşteri kazanmanın en iyi yolu, hâlihazırdaki müşterileriniz için müstakbel müşterilerinizi cezp edecek reklamlar yapmaktır.

8-) Bizim işimiz yeteneklerin aktarımını gerektirir. Ki inançlarıma göre yetenek daha çok uyumsuz, aykırı ve asilerde bulunur.

9-). Şirketinizde kendinizden daha büyük adamlar çalıştırırsanız bir devler şirketi olursunuz.

10-). Yeniliği destekleyin. Değişim can damarımız, durağanlık ölüm çanımızdır

11-) Biz bilginin disiplinini cehaletin karmaşasına tercih ederiz.

12-). Dahilere tolerans gösterin

13-). Reklamınız Büyük bir fikir üzerine inşa edilmedikçe gecenin içindeki bir gemi gibi geçip gider.

14-) Etrafına kasvet saçan gamlı baykuşlardan kurtulun.



15-). Ogilvy & Mather iki şey yapar: müşterilerimizi kollarız ve genç reklamcılar yetiştiririz.


16-) Tüketici geri zekalı değildir, o sizin eşinizdir..

17-) iskoçların hep dediği gibi "Çok çalışmak insanı asla öldürmemiştir". İnsanlar çok çalışmaktan değil sıkıntıdan ölürler.


18-) Eğitim yalnız eğitmenlerle sınırlı tutulmamalıdır. Bu hiç bitmeyen bir süreç olmalı ve tüm ajans personelini kapsamalıdır. insanlar ne kadar öğrenirse müşteriye o kadar faydalı olurlar.


19-) Büyük reklamlar bir fayda sağlayamadan çok önce ıskartaya çıkarılır

20-) Hatalarınızı itiraf etmek ve gereğini yapmak önemlidir, eleştirilere maruz kalmadan.


21-) Kimse çalışanlarına az para vererek zengin olmamıştır. Maymunları tavlamak için fıstıklara kıyacaksınız.


22-) Müşterinizin sahip olmadığı, hatta bunu düşleyemeyecekleri tipte insanları çalıştırın.


23-) Düzenli olarak fiyat kırmak tüketicinin ürüne duyduğu güveni azaltır, devamlı iskonto yapılan bir ürünün arzulanır olması mümkün mü?.

24-) Sıkı fıkı olmak mutluluk verir, sadece gayrı resmi durumlarda.(???)

25-) Önyargının her türlüsüne fanatizm derecesinde düşmanız.

26-) Ürününüz hakkında yalan söylerseniz devlet yakanıza yapışır veya müşteri ürününüzü ikinci defa almayarak sizi cezalandırır.


27-) Büyük fikirler genellikle basit fikirlerdir.

28-) Stratejinizi tek bir vaat üzerine kurup vaadi tam olarak aktarabiliyorsanız işinizi tam yapmışsınızdır.

29-) Gösterdiğiniz şey söylediğiniz şeyden daha önemlidir

30-) Yangın söndürücü reklamı yapıyorsanız işe yangınla başlayın

31-) insanlar ürünü satın alır, televizyondaki reklamı değil

32-) insanlar televizyonu sizin reklamınızı görmek için seyretmez.

33-) Bazen en iyi fikirler müşteri temsilcisinden, araştırmacıdan ve diğerlerinden gelir, bunu teşvik edin, edinebileceğiniz tüm fikirlere ihtiyacınız var.


34-) İnsanları ofisinizde ağırlamayın, bu onları ürkütür. Bunun yerine onlarla kendi ofislerinde görüşün.


35-). Patronlarına yalakalık yapanlardan nefret ederim, astlarını itip kakanlar da çoğunlukla aynı insanlardır

36-) Reklamların çoğu bir komite toplantısından alınmış gibi görünür, gerçektende öyledirler.
.
37-) Esas duruştaki bir orduyu değil, resmi geçite reklam yapacaksınız

38-) Müşterinizi bırakmanız gerektiğini her hissedişinizde bunu yaparsanız sonunda elinizde bomboş bir portfolio kalır

39-) Reklam pazara gelen olası müşterileri avlayan bir radar gibidir, iyi bir radar alın ve sürekli tarayın.

40-) Kim demiş müşteri temsilcileri ve kreatifler birbirinden farklıdır diye. Bu her iki tarafça yıllardır öne sürülen saçma bir görüştür.

41). Ben her zaman müşterimin ürünlerini kullanırım. Bu dalkavukluk değil, nezaket gereğidir.


42-) Bir üretici neden parasını hatta şirketinin geleceğini sizin sezgilerinize yatırsın ki?


43-). Ben müşterilerimize her zaman zırhımızdaki deliklerden bahsederim. Ben dikkatimi mobilyadaki çatlaklara çeken antikacıya güvenirim.

44-). Sağlam kuruluşlar sözlerini tutanlardır, bu söz zamanla neye mal olursa olsun.

45-) Başkalarına insan muamelesi yapan kibar insanlara hayranlık duyarım.


Reklamcılığın mihenk taşı olarak kabul edilen Ogilvy'nin görüşleri hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

BASİT YAŞA, MUTLU OL

ABD’li ünlü iş adamı ve yatırımcı Warren Buffet; mutlu ve basit bir hayat yaşamak için 7 sırrını açıklıyor.

Warren Buffet hiçbir zaman özel uçakla uçmaz, en büyük özel uçak firmasına sahip olmasına rağmen… Aynı zamanda 50 yıl önce satın almış olduğu 3 odalı küçük bir evde yaşar ve online briç oynayarak oyalanır.
Dünyanın her türlü zenginliğe sahip olan bir adamın, mutluluğun zenginlikte değil de kişinin kendi içinde olabileceğine inanıyor olması çok ilginç ve ilham verici. Siz de kendi hayatınızda aşağıdaki bilgeliğin bir kısmını adapte ederek son derece mutlu olabilirsiniz.
İşte Warren Buffet’in kendi dilinden mutluluk sırları:

Mutluluk içeriden gelir.

"Yetişkin iş hayatımda profesyonellik ile kişisellik arasında hiçbir zaman seçim yapmak durumunda kalmadım. Dans ede ede işime giderim ve oraya varmak inanılmaz eğlencelidir."
Eğer sevdiğiniz şeyi yaparsanız ve yaptığınız şeyi severseniz doğal olarak üretken olursunuz.

Mutluluğu basit zevkler de arayın.

"Benim basit zevklerim vardır. Haftada 12 saat online briç oynarım."
Arkadaşlarınızla kağıt oynamak, çocuklarınızla oyun oynamak veya doğada yürüyüş yapmak gibi basit zevklerle de mutlu olabilirsiniz.

Basit bir hayat yaşayın.

"Yalnızca kendi doğallığım içinde anlamı olan şeyler yapmak istiyorum. Özel yaşamımda da diğer zengin insanların ne yaptığı umurumda değil. Sadece bir başkasının 400 foot bir teknesi var diye ben 405 foot bir tekneye sahip olmak istemiyorum."
Her şeyden önce, "komşularla aşık atmak" bu kavramı asla düşünmemesi gerekenler arasında ki en kötü salgındır.

Basit düşünün.

"Yaptığım hataları izah edebilmeyi isterim. Bu benim sadece tamamen anladığım şeyleri yaptığım anlamına gelir."
Eğer bu kuralı hayatınızda uygulayabilirseniz, düşüncelerinizde berraklık ve akla uygunluk geliştirebilirsiz. Hayat, basit olmakla beraber engin olan seçeneklerden ibarettir.

Basitçe yatırım yapın.

"Hisse senedine sahip olmanın en iyi yolu yatırım fonudur."
Genellikle en basit yol, size en büyük zenginliği ve en büyük mutluluğu getirir.

Hayatta bir akıl hocanız olsun.

"Doğru kahramanlara sahip olduğum için şanslıydım. Bana kahramanınızın kim olduğunu söyleyin, ben de size kim olacağınız söyleyeyim. Hayran olduğunuz kişinin özellikleri, üzerinde biraz çalışarak kendinize mal edebileceğiniz ve biraz daha da çalışırsanız alışkanlığınız haline gelebilir."
Bir kahramana sahip olmak, hayatınızda bir amaca sahip olmak kadar önemlidir. Yanlış bir kahramana sahip olmak ise, hayatınızda yanlış bir amaca sahip olmak kadar tahrip edicidir. Kahramanınız, güvenebileceğiniz biri olmalıdır. Eğer yeterince düşünürseniz, o kişiyi yakın çevrenizde bulabilirsiniz.

Para kazanmak, yaşam amacınızın belkemiği değildir.

"Eğer sevdiğiniz bir işi yapıyorsanız kendinizi tamamen ortaya koyma olasılığınız daha fazladır ve bu genellikle para kazanmakla eşdeğerdir."
Para kazanmak sizin yaşam amacınızın bir yan ürünüdür. Para hiçbir zaman bir amaç olup da motivasyonunuzu sonlandırmamalıdır.

Kaynak : www.gencgelisim.com
*alıntı

GELECEĞİN EN GÖZDE 23 MESLEĞİ

ÖSS adayları "yanlış bir dersane bir yıl, yanlış bir üniversite dört yıl, yanlış bir meslek kırk yılınıza mal olur"
sözüne kulak asmak istiyorsanız bu haberi mutlaka okuyun...

Türkiye, nüfusu itibariyle oldukça genç bir ülke. 2023 yılında da her üç kişiden birinin 22 yaş altında olacağı hesaplanıyor. Bugün ilköğrenim çağında olan çocuklar Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında
birer iş insanı olacaklar. Peki onları nasıl bir iş dünyası bekliyor?

Her şeyden önce çoğu iyi eğitimli, yetkin ve geliştirilebilir yetenekleri olan bu gençleri bugünden farklı
bir iş yapış şeklinin beklediğini söylemek doğru olur. Yaratıcı bir iş hayatı modelinin öne çıkacağı bu
dönemde, meslek farklılaşmasının azalacağından bahsediliyor. Çalışmanın mekandan bağımsızlaşmasının yanında, yatay iş örgütlenmesi ve iş hayatındaki kararların giderek otomatize olması söz konusu olacak.

Yıldızı parlayacak meslekler

Bugün olduğu gibi gelecekte de bazı meslek ve pozisyonların gözde olması bekleniyor.
Gelecekte ön plana çıkacak sektörler, gözde mesleklerin hangileri olacağının bir göstergesi. Geçmişte,
gıda sektörü çok fazla teknoloji gerektiren bir sektör olmamasına rağmen, günümüzde tüketicilerin hijyen standartları yüksek ortamlarda üretilmiş sağlıklı ürünleri talep etmeleri bu sektörde ileri teknolojiyi gerekli
kılıyor. Dolayısıyla gelecekte gıda ve beslenme mühendisliği, diyetisyenlik mesleğinin ön plana çıkacağını söylemek hiç de zor değil.

Değişim gösteren ve tüketici talepleri doğrultusunda şekillenen bir diğer sektör de perakendecilik. Bu
alanda hizmet kalitesi ön plana çıkarken, firmaların başarısında hız ve müşteri memnuniyeti de giderek
artan bir şekilde sektörde belirleyici rol oynuyor. Uzmanlar özellikle bu sektörde yöneticilere gelecekte
ihtiyacın artacağını vurguluyor.

Sağlık da yıldızı parlayacak sektörler arasında sayılıyor. Estetik cerrahi, sağlık yönetimi, fizik tedavi
uzmanlığı popülerliği artacak branşlar olarak gösteriliyor. Bilgi güvenliği, müşteri güvenliği, alt yapı ve
kimlik güvenliği ile klasik anlamda güvenlik hızla gelişecek pozisyonlar arasında yer alıyor.

Uzmanlar gelecekte elektronik medyanın, evlere yönelik bilgiye erişme ile bilgiyi kullanma ürünlerinin
yükselen ürünler olması bekleniyor. Bu nedenle de elektronik ve haberleşme mühendislerinin ulusal
ve uluslararası boyutta birçok iş imkanı bulabileceği söyleniyor.

AB etkili olacak

Avrupa Birliği’ne entegrasyon süreciyle birlikte, Türk iş mevzuatının birliğin yapısına uyumu konusunda ciddi çalışmalar başlayacak. My Danışmanlık şirketinin sahibi Müge Yalçın bu çalışmalar kapsamında çok sayıda yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyulacağını söylüyor. “Özellikle proje ve dil uzmanlığı, birliğin üye ülkeleriyle yazışmaların yürütülebilmesi ve insan kaynakları süreçlerinden üretime birçok konuda entegrasyonun gerçekleştirilebilmesinde önem kazanacak uzmanlıklar arasında yer alacak´´ diyen Yalçın şöyle konuşuyor:
Egon Zehnder İstanbul Yönetici Ortağı Murat Yeşildere gelecek yıllarda öne çıkacak dört pozisyon olduğunu söylüyor. Uzun dönem varlık yöneticisi, sivil toplum örgütü yöneticisi, hukuk uzmanı ve yönetim kurulu üyeliği olarak sıraladığı bu pozisyonları ve onlar için gerekli bilgi ve yetkinlikleri ise Yeşildere şöyle anlatıyor:
“Türkiye’de finans piyasalarında derinliğin artması, inişli çıkışlı hareketlerin azalması ve yatırımların vadesinin uzaması, bunlara uygun yönetim kaynakları ihtiyacını da arttıracak. Özel emeklilik sektörünün gelişmesi ile Türkiye’de uzun dönemli varlık yöneticisi ihtiyacı tam anlamıyla patlayacak. Önümüzdeki onbeş yılda sivil toplum örgütlerine artacak talebin de körüklemesi ile sivil toplum örgütlerinde her seviye ve fonksiyondan genel müdür, genel sekreter, fon yönetimi koordinatörü, gönüllü koordinatörü, stratejik planlama koordinatörü, gibi yönetim kaynağına ihtiyaç olacağı gözükmekte . Ülkemizde hukuk konusunda yetişmiş birçok değerli uzman ve yetkin yönetici bulunmakla birlikte, iş ortamlarında hukuk konusunu analitik platformlarda dile getirmiş ve kendisini bu konularda geliştirme becerisi kazanmış, yabancı dil bilen ve bunu mesleki alanda kullanmış, yöneticilik tecrübesi kazanmış hukuk uzman sayısının sınırlı olduğunu gözlemliyoruz.´´

IT de gelecek var

Son yıllarda bazı şirketler AB bölgesine hizmet veren Call Center’larını ve IT departmanlarını Türkiye’ye kaydırmaya başladılar. Gelecekte finans, otomotiv, elektronik, ilaç gibi tüm sektörlerdeki firmaların IT ve
Ar-Ge departmanlarını Türkiye’ye taşımasını beklediklerini dile getiren Data Expert yönetim kurulu başkanı
Hasan Altunkaya bunun nedenini şöyle ifade ediyor:

“Türkiye Avrupa’ya yakın, saat farkı yok. (Human-touch) Yönetimde insan iletişim mesafesinin yakınlığı söz konusu. Avrupa’ya göre maliyet avantajına sahip özellikle de ücretlerde. Genç ve dinamik bir nesil var.
İş ortağı ve yan saniyi mevcut. Çalışanlardan daha fazla verim alınabiliyor.Bu yüzde şirketler Türkiye’yi tercih ediyorlar.´´ Türkiye’de gençlerin çoğunun bilişim ile ilgili lisans düzeyinde bölümleri tercih ettiğine de dikkati çeken Altunkaya ancak hala bazı alanlarda yetişmiş insan kaynakları açığı olduğunu dile getiriyor. Altunkaya sözlerine şöyle devam ediyor:

“Yazılım Mühendisi, Uzman Yazılım Mühendisi,Yazılım Mimarı, Yazılım Geliştirme Uzmanları’na özellikle JAVA/C ve deneyimi olanlara ihtiyaç var. Ayırca sofware tasarım ve hardware tasarım uzmanları da şimdi olduğu gibi gelecekte de aranan pozisyonlar arasında olacak. Bunun dışında IT güvenlik, IT teknik analist, IT businnes analist, Network mühendisleri, veri tabanı uzmanları, destek elemanları da bugün olduğu gibi gelecekte de aranan pozisyonlar olacak.´´

Uzmanlık daha çok kazanç getirecek

Gelecekte bilgi teknolojileri ve genetik gibi yeni nesil alanların ön plana çıkacağı tüm İK danışmanlarınca söyleniyor. Human Resources Management İstanbul Ofis Yöneticisi Alihan Irmakkesen bunun insan kaynakları, pazarlama, satış, üretim teknolojileri, halkla ilişkiler, finans türü nispeten “geleneksel´´ fonksiyonların öneminin azalacağı anlamına gelmediğini belirtiyor ve “Teknolojik dönüşüm, her sektörde ve her alanda, “çok daha nitelikli´´ profesyoneller gerektirecek´´ diyor.

Amrop International Türkiye Yönetici Ortağı Yeşim Toduk Akiş ise gelecekte matriks organizasyonlarda
çalışma becerisi ve insan yönetiminin sanal yapıldığı proje yöneticiliği işlerinin çoğalacağını öngörüyor.
Peki bu yeni döneme nasıl hazırlanmak gerekiyor? İK yöneticileri başta olmak üzere, stratejik süreçlerde
rol alan tüm yöneticilerin izleyecekleri yol haritasının birinci adımının, geleneksel zihin haritalarını dönüştürmek
ve yeniden ayarlamak olduğunu söylüyor Alihan Irmakkesen. “Zihin haritaları değişmeden, yol haritasının bir anlamı yok´´ diyen Irmakkesen, yöneticilerin bugünden, “yarının kriterlerini´´ belirlemeleri gerektiğini vurguluyor.

HANGİ MESLEKLER NEDEN GÖZDE OLACAK?

Elektronik ve haberleşme mühendisliği:
Gelecekte elektronik medyanın, evlere yönelik bilgiye erişme ile bilgiyi kullanma ürünlerinin yükselen
ürünler olması bekleniyor. Bu nedenle de üniversitelerin ilgili bölüm mezunlarının ulusal ve uluslararası
boyutta birçok iş imkanı bulabileceği söyleniyor.

Uluslararası hukuk:
Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine girmesi ve yabancı sermaye girişinin daha da artması bu alanda yetişmiş hukukçulara olan ihtiyacı sürekli kılacak.

Uluslararası ilişkiler:
Farklı ülkelerle profesyonel platformlarda ilişkilerimizin artmasıyla birlikte bu alandan mezun kişilerin kamu
ve özel sektörde iş bulma olanakları artacak.

Bilgisayar bilimleri mühendisliği:
Bilgisayar teknolojisi geliştikçe bilgisayar mühendislerine olan ihtiyaç da sürecek.

Veri madenciliği ve analistliği:
Bankalar, telekom operatörleri, perakendeciler ve ISP’ler gibi yoğun olarak verilerle çalışan firmalar, bu
verilerini çıkarıp analiz eden veri madencilerine ve analistlerine ihtiyaç duyuyor ve duymaya da devam edecek.

Kod Kırıcılar:
Bugün birçok şirket bünyesinde çalıştırılan kod kırıcılar, bilgisayarların iş ve özel hayatımıza daha çok girmesiyle beraber önemlerini artıracaklar.

Bilgi Mühendisliği:
Bilgilerin sistemde bildirimlerinin interaktif şekilde kullanılmasını ve kodlama işlemlerini gerçekleştiren bu
kişiler gelecekte de ön planda olacak.

Güvenlik hizmetleri (Bilgi güvenliği dahil güvenliğin her dalı):
Özellikle bankalarda, perakende sektöründe ve devlet kademelerinde büyük miktarda iş yapan firmalar güvenliği onlar için kritik olduğundan Elektronik Güvenlik Yöneticisi pozisyonuna önem veriyorlar. Bunun haricinde yeni kurulan siteler ve alışveriş merkezlerinde de güvenlik önemli bir pozisyon haline gelecek.

Genetik bilimleri mühendisliği:
Tıpta kalıtsal hastalıkların tanısının konması ve tedavisi ile ilgili çalışmalar artarak devam ederken
istenilen niteliklere sahip bitki ve hayvanların yetiştirilmesi konusunun da üzerinde duruluyor. Bu da
genetik mühendislerine ihtiyacı sürekli kılıyor.

Endüstri mühendisliği:
Bütünleşik üretim ve hizmet sistemlerinin tasarımını yapan, planlayan, bu sistemleri yöneten ve çevrimini sağlayan, girdilerin en efektif şekilde kullanılması ve süreçlerin performansının yükseltilmesi ve kalitenin artırılması konusunda çalışan bu kişilere bugün olduğu gibi gelecekte de ihtiyaç olacak.

Biyoteknoloji uzmanlığı:
Gelecekte üçüncü nesil ürünlerin üretilmesi söz konusu olacak. İşte bu nokta biyoteknoloji uzmanlarına
ihtiyacın artacağı söyleniyor.

Psikoloji:
Türkiye’de hızla gelişen bir disiplin olan psikoloji bölümünden mezun olanlar, ilgi alanlarına göre insan kaynakları uzmanlığı, kamuoyu ve Pazar araştırma şirketleri ve diğer kurumlarda araştırmacı olarak çalışabilecekleri gibi yuva psikoloğu gibi görevler de üstlenebiliyorlar. Dolayısıyla bugün olduğu gibi
gelecekte de bu meslek popülerliğini sürdürecek gibi görünüyor.

Koruyucu hekimlik:
Sağlık konusunda insanların bilinçlenmesiyle hastalıkların bulaşma yollarının engellenmesi, aşılama ve sağlık eğitimine olan ilgi arttı. Bunun sonucunda günümüzde olduğu gibi gelecekte de koruyucu hekimliğin öneminin artacağı düşünülüyor

Sağlık yönetimi:
Sağlık kuruluşlarındaki modernleşme ve dünya standartlarına uyum gösterme çabaları sağlık yönetimini günümüzde yönetim biliminin çok spesifik bir alt dalı haline getirdi. Özel sağlık sektöründe artan yatırımlar da sağlık yöneticilerine olan ihtiyacın artmasına neden oluyor.

Estetik cerrahi:
İnsanların güzellik konusunda gösterdiği hassasiyet sürdükçe bu alanda iş hacmi hep söz konusu olacak Evde bakım hizmetleri: Evde bakım hizmetleri sektörü geliştikçe bu alanda çalışacak uzmanlara olan ihtiyaç da artacak.

Fizik tedavi uzmanlığı:
Ortalama yaşam beklentisi artarken, yaşam kalitesi de ön plana çıkıyor. Yaşamı daha kaliteli hale getiren branşlardan biri olan fizik tedavi de bu doğrultuda gelecekte de önemli olacak.

Diyetisyenlik: Beslenme konusunda bilinçlenmeyle beraber diyetisyenlik Türkiye’de gelişen bir meslek olarak karşımıza çıkıyor Danışmanlık: Son yıllarda yaygınlaşan hem bireysel hem de kurumsal danışmanlık alanı gelecekte de iş hacmi yüksek meslekler arasında yer alacak Perakende sektöründe yöneticilik: Bu alanda
hizmet kalitesi ön plana çıkarken, firmaların başarısında hız ve müşteri memnuniyeti de belirleyici rol oynuyor. Uzmanlar yeni markaların oluşması ve alışveriş merkezi yatırımlarıyla birlikte sektörde kendini geliştirmiş yöneticilere gelecekte de ihtiyacın artacağını vurguluyor.

Gıda ve beslenme mühendisliği:
Günümüzde tüketicilerin hijyen standartları yüksek ortamlarda üretilmiş sağlıklı ürünleri talep etmeleri gıda firmalarının gıda mühendis ihtiyacını sürekli kılacak.

Finans uzmanı ve yöneticisi:
Yabancı yatırımcıların da bu sektöre girmesiyle beraber özellikle bireysel hizmetler alanında uzman ve
yönetici pozisyonunda kişilere ihtiyaç olacak.

Gayrimenkul hizmetleri ve yönetimi : Son yıllarda artan gayrimenkul yatırımları gelecekte bu alanda hizmet verecek yönetici ve uzman ihtiyacını da artıracak.

Fatoş Bozkuş / Ekonomist Dergisi
*alıntı..

3G ile hızlı internet 30 Temmuz'da başlıyor

Cep telefonundan hızlı ve zengin içerikli veri akışına imkan sağlayacak Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri (3G), Türkiye'de 30 Temmuz 2009'da hizmete geçecek.
Geçen yıl Aralık ayında ihalesi yapılan ve teknik adı 'IMT-2000/UMTS' olan 3G hizmet ve alt yapılarına ilişkin A tipi lisansı alan Turkcell, B tipi lisansı alan Vodafone ve C tipi lisansı alan Avea, teknik hazırlıklarını tamamladı.

'İmtiyaz sözleşmelerinin imzalanmasından en az 3 ay sonra 3G hizmeti sunulabileceği' şeklindeki yasal düzenleme gereği, 30 Nisanda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile sözleşme imzalayan operatörler, bu sürenin dolacağı 30 Temmuzda 3G hizmeti sunmaya başlayacak.

Yeni Şafak'ın haberine göre, teknik hazırlıklarını tamamlayan operatörler, bu süreden önce teknik hazırlıklarını tamamlamış olsalar dahi hizmet veremeyecekleri için bu tarihte 3G'yi hizmete geçirecek.

Bu arada, Türkiye'deki GSM operatörleri, 3G test çalışmalarında, dünya çapında erişilen hızlara ulaşmayı başardı.

3G ile şu anki internet bağlantı hızının 10 katı hızda erişim mümkün olacak. Bilgisayardan bir film EDGE hızında 7,5 saatte indirilebilirken, 3G'de bu işlem, 7.2 megabyte hızla 6,5 dakikada mümkün olabilecek.

Kan Grupları Kişilikte Etkili mi?

Kan grubunuz kişiliğinizi belirler mi?

Acaba kan gruplarımız kişiliğimizi nasıl etkiliyor?

Okuyalım beraber…

Dünyada kan gruplarının dağılımı :

0 RH pozitif Her 100 kişiden 40´ı

0 RH Negatif Her 100 kişiden 7´si

A RH pozitif Her 100 kişiden 34´ü

A RH Negatif Her 100 kişiden 6´sı

B RH Pozitif Her 100 kişiden 8´i

B RH Negatif Her 100 kişiden 1´i

AB RH Pozitif Her 100 kişiden 3´ü

AB RH Negatif Her 200 kişiden 1´i

En eski kan grubunun “0″ grubu olduğunu belirtiliyor. “Herkes 0 grubuyken insanlar çok küçük bir alanda yaşıyorlardı, aynı yemeği yiyor, aynı organizmaları soluyorlardı ve bu yüzden değişim gereksizdi. Ancak nüfus arttığında ve göçler hızlandığında değişimler ivme kazandı. Sonrasında gelişen A ve B gruplarının geçmişi ancak 15 bin – 25 bin yıl öncesine uzanıyor. AB grubu ise çok yenidir.”

0 grubu “avcı”, A grubu “çiftçi”, B grubu “göçebe” ve AB grubu “modern” olarak değerlendiriliyor

Kan gruplarına göre kişilik tahlili

0 grubu: Kendine güven, cesaret.

A grubu: Sinirli ve hassas.

B grubu: Uyumlu ve yaratıcı.

AB grubu: En çekici ve ilginç…

En cesur ve güçlü ” 0″ grubu

Bu kan grubu taşıyan herkes gücü, dayanıklığı, kendine güveni, cesareti, sezgiyi ve tanrı vergisi bir iyimserliği genetik hafızalarında taşırlar.Melodik mizaç özelliğine sahiptirler. Bunlar yaşamın tadını en iyi çıkaran, dünya nimetlerinden en geniş biçimde yararlanan kişilerdir. Hayati bir melodi gibi yaşar ve kavrarlar.

İçinde bulundukları ortama çok iyi uyum gösterirler. Tüm insanlarla ve bütün varlıklarla anlaşırlar. Onlara ters düşmeden, olumlu ilişkiler kurmayı başararak yaşarlar. Bu engin uyum düzeni içinde, önlerine sunulan olanaklardan rahatlıkla yararlanırlar.

Amaçladıkları sonuca, büyük uğraşlara kalkışmadan, kolayca ulaşırlar. Onların bu başarılarındaki en büyük etken, dış dünyayla, sudaki hidrojenle oksijen gibi uyumlu olmalarıdır.

Modaya, havaya, zamana hemen uyuverirler. Herhangi birine çok değişik ve ters gelebilecek bir ortam düşünelim. Onlar bu ortam içinde dağılıp şaşırmaz, ürküp sinmez, bir köşeye çekilip donup kalmazlar. Hemen uyum gösterirler. Sivri ve uç düşünceleri, aykırı fikir ve eğilimleri yoktur.

Sağlıklı bir bünye ve iyimserlikle desteklenmiş liderlik özellikleri (güç, etki, güvenirlik) ve başarı için gerekli güdüler size kalan 0 grubu mirasıdır.

En paylaşımcı “A” grubu

Kalabalık insan toplulukları ve yerleşik ama daha kırsal yaşam gerilimleri baş edebilmek üzere ortaya çıkmıştır. Psikolojik özelliklerinin bazıları, kalabalık çevresel kitlelerin ihtiyaçlarına katlanabilmekle gelişir. Uyumlu mizaç özelliğine sahiptirler. Bu grup içinde yer alanlar, duyan, hisseden, sürekli olarak araştıran, çevrelerindeki kişiler ile bağlantı ve uyum sağlamaya çalışan kişilerdir. Dış dünyadaki tüm değişikliklere karşı duyarlıdırlar. Ancak aşırı duyarlılıkları, çevrelerinde büyük uyum güçlüğüne düştüklerinde onların geriye doğru kaçmalarına ve içlerine kapanmalarına neden olur.

Uyumlular, içinde bulundukları toplumun en ilgi çekici ve en renkli varlıklarıdır. Ancak dayanma ve uyum sağlama yeteneklerinin yetersiz kaldığı ortam ve koşullarda çözülürler. Acınacak, zavallı insanlar olurlar.

Büyük bir olasılıkla, bu oluşumun içindeki bireyde olması gereken en önemli özellik, paylaşımcı yapıdır. İlk A´lar, karmaşık bir hayatın meydan okumalarına karşı duyarlı, kurnaz, istekli ve akıllı olmak zorundaydılar.

Ancak bütün bu niteliklerin tek bir yapıda toplanması gerekiyordu. Belki de bu bugün bile A´ların daha gerilimli bir yapıya sahip olmalarının bir nedenidir. Sıkıntılarını içlerine atarlar.

Fakat patladıklarında da dikkatli olmalısınız. O gruplarının çok başarılı olduğu gerilimli ve sıkışık liderlik pozisyonlarına A´lar pek uygun değildir. Bu onların lider olamayacakları anlamına gelmiyor. Ama içgüdüsel olarak, çıkar gözeten liderliği istemezler.

A kan grubunda diğer gruplardan daha az grip görüldüğü bilinmektedir. Ayrıca virüslerin etkisi, AB grubunda da diğer gruplara göre daha azdır.

En uyumlu “B “grubu

Irkların karışması, yeni topraklar ve yabancı iklimlerle karşı karşıya kalan ilk B gruplarının yaşamlarını sürdürebilmek için uyumlu ve yaratıcı olmaları gerekiyordu.

B grupları yerleşik A grupları kadar düzenli ve uyumlu bir konfora gereksinim duymazken O grularından da daha az kararlılık sahibidirler. Bu özellikler B gruplarının her hücresinde mevcuttur. Biyolojik olarak B gruplar diğer gruplardan daha uyumludur. Ritimli mizaç özelliğine sahiptir. Davranışlarında akılcı, sistemli, düzenli ve iradelidir. Başkalarının tepki ve eğilimlerini dikkate almaksızın, kendi düşünce ve kararları doğrultusunda ilerler. Onu bir demiryolu üzerinde giden, önüne çıkan engelleri ezen veya birlikte sürükleyen bir lokamotife benzetebiliriz.

Çevrelerine egemen olmak ve yönetmek isterler. Gözüpek, inatçı, otoriter ve serttirler. Mantık ve irade, onlarda daima duygulardan daha önce gelir. Bu mizaca sahip bulunanların tipi, asker, uzman ve danışmandır.

Bir çok yönüyle B grupları bütün olası seçeneklerin en iyisine sahiptirler. A gruplarının zihinsel ve duygusal olarak uyarılmış edimlerinin yanı sıra O gruplarının saldırgan ve keskin fiziksel tepkilerine ait öğeleri de içlerinde barındırırlar.

B gruplarının farklı kişiliklerle daha kolay ilişkiye girebilmelerinin nedeni, genetik doğaları gereği daha uyumlu olmalarındandır. Çünkü kendilerini rekabet ve savaşlara karşı daha az eğilimli hissederler. Onlar diğerlerinin bakış açısından da bakabilirler. Empati yetenekleri vardır.

En çekicisi “AB” grubu

Bu grup sinirli ve hassas A´larla dengeli B´lerin birleşmesiyle oluşmuştur. Sonuç ise tinsel, yaşamın özellikle sonuçlarının pek farkında olmadıkları bir takım etkenlerini kucaklayan, biraz parça parça bir karakterdir. Kompleks mizaç özelliği gösterirler. diğer üç mizacın tüm özelliklerini, karmaşık ve karışık bir biçimde bu kümede yer alan kişilerde görülür. Bu üç özellik, farklı yoğunluklarla bir arada bulununca, kişi birbiriyle uyuşmaz eğilimlerin elinde adeta oyuncak olur.

Böyleleri, dengeleri için gerekli olan dinamik bir düzenleme, güçlü bir irade ve iyi bir disiplinle karşılaşana değin, çelişen, karmaşık duygu, düşünce ve eğilimlerin elinde bocalayan, kaprisli, kararsız ve tutarsız bir kişi olur çıkarlar. Bununla birlikte çevrelerine önem vermeleri, sosyal tutum ve yargıları önemsemeleri, mantıklı düşünme yetisine sahip olmaları gibi olumlu yönleri onları başarıya ulaştırabilir.”

Çoğu kez onlar detaylarla uğraşıp kendilerini yormazlar. AB grubu, kan grupları arasında en çekici ve en ilginç olanıdır. Ama onların doğal karizması ardında hep kırık kalpler bırakır.

Kan grupları arasında AB çok ender görülür.A grubuyla B grubunun karışmasından meydana gelen bu kan grubuna dünya nüfusunun ancak %5 ´i dahildir.Ve de bu grup,kan gruplarının en yenisidir.Bundan 10-12 yüzyıl öncesine kadar böyle bir kan grubu yoktu.Doğudaki istilacı güçlerin batıdaki ülkeleri ele geçirmeleri üzerine farklı uluslar birbirlerine karıştılar. Doğuyla batı uygarlığının karışması sonucunda AB kan grubu ortaya çıktı. M.S. 900 yıllarından itibaren AB kan grubu oluştu. A ve B gruplarındaki Avrupalılar´ın evlilik yoluyla bir araya gelmedikleri kesindi. Ancak doğudan batıya akın başladıktan sonra farklı kan grupları birleşebildi.

Kan grubu-Kişilik ilişkisi

Kan gruplarının insan kişiliği ile yakından ilgisi olduğu anlaşıldı. Japon uzmanlar farklı kan gruplarının erkekler ve kadınlar üzerindeki etkilerini konu alan bi araştırmasının sonuçlarını açıklarken, “İnsan vücudunun kimyası ile kişilik arasında önemli bağlar var. Kan grupları bunlardan biri.” dedi

A Grubu Kadını

Para harcamasını çok sever. Seksi iç çamaşırlarına düşkündür. Çocukları çok sever ve çocuk sahibi olduktan sonra eşini ihmal eder. Değişikliği seven biridir.

.

A Grubu Erkeği

Düzenli yaşamayı sever. İyi bir dost ve konuşmacıdır. Birlikte olacağı kadını seçerken çok titiz davranır.

B Grubu Kadını

İstek doludur. Sekse hiç hayır demez. Para konusunda eli ya çok açıktır ya da cimridir

.

B Grubu Erkeği

Özgürlüğünün sınırlanmasından nefret eder. Kadınlara saygısı sonsuzdur. Hep neşe dolu bir aileye sahip olmak ister. Yemek konusunda son derece titizdir.

AB Grubu Kadını

Erkeklerin yüreğini hoplatan elbiseler giymeye bayılır. Para konusunda tutumludur. Yemek pişirmekte, mükellef bir sofra hazırlamakta üzerine yoktur.

AB Grubu Erkeği

Aile içinde mutlaka sözünün dinlenmesini, isteklerinin yapılmasını ister. Hoşgörülü ve kararlıdır. En iyi aşıklar bu gruptan çıkar. Eşine ev işlerinde yardım etmekten çekinmez.

0 Grubu Kadını

Mutfak masraflarından kısarak kendine hoş elbiseler alır. Çocukları biraz ele avuca geldiğinde hemen çalışma hayatına dönmek, toplumdaki yerini almak ister. Yemek yapmakla fazla uğraşmak istemez. Pratik yemekleri tercih eder.

0 Grubu Erkeği

Aşık olduğu zaman birlikte olduğu kadını çok kıskanır. Kalabalığı sevmez. Son derece hareketli, çalışkan ve hırslıdır. Sevgilisine veya eşine sık sık hediye almayı sever.

*alıntı..

MUTLULUK, ŞAKAYA GELMEZ ..

Mutlu olmak zor mu? Nefes almak bir mutluluk değil mi? Mutlu olmak için hemen bence gerekli mutluluk şartlarını verelim;

1- Asla demeyiniz [asla asla demeyiniz:)]!

2- ´´Ama´´ ve ´´fakat´´ demeyiniz!

3- ´´Farketmez´´derseniz yalan söylemiş olursunuz,her şey fark eder.

4- Hiç bir cümlenizin fiili ´´mış,miş´´ veya ´lar,ler´´ veya ´´mişler,mışlar´´ veya ´larmış,lermiş´´le bitmesin, bunlar sizin bilmediğiniz ve görmediğiniz ,başkasının anlattığı eylemledir ve bunlara göre hareket hem size hem karşınızdakine zarar verir.

5- Başkasının yerine düşünmeyin!!

6- Başkasının yerine karar vermeyin!!

7- Bencilce yaşayın,zaten insan bencildir ve kendisi için yaşar,aksini söyleyip veya düşünüp kendinizi kandırmayın,böylece kim olduğunuzu ve nerede olduğunuzu bilirsiniz. Başkalarına daha az zarar vermiş olursunuz.

8- Pozitif düşünce ile yaklaşın konulara (yapacağım,başaracağım gibi), ama bu Pollyanna´cılık olmasın.

9- Asla vazgeçmeyin.

10- Geçmişi yargılamayın, bir şey kazanamazsınız sadece tecrübe olarak faydalanın ve mutsuzsanız tekrar etmeyin!

11- Mutlu olmak ve ilerlemek için yaşanan şeyleri tekrar yaşamayın,yaşanmışlardan faydalanın(ateşin el yaktığını öğrenmek için elinizi ateşe sokmaya gerek yok,etrafınıza bakmak ve okumak yeterlidir)

12- Kendinize ve etrafınızdakilere, insanlara güvenin onları sevin!

13- Genelleme yapmayınız!(bütün erkeler veya kadınlar gibi)

14- Siz hissetiğinizi yaşayın ,varsın dünya beğenmesin siz beğeniyorsanız yeterlidir.

15- Bir anı yaşamak için yıllar harcamak başarısızlıktır, başarı bir anda yılları yaşayabilmektir.

16- Ben hep veriyorum, almıyorum demeyin,sadece verirseniz,vermeyi bilmediğinizden o hiç bir yere gitmez.
Almasını bilmeyen veremez, vermesini bilmeyen alamaz, ağlamasını bilmeyen gerçekten gülemez, üzülmesini bilmeyen sevinemez.Her şeyin dengesi vardır.

17- Ve karar verin,şu an sizinde yeni bir hayata başlama anınız olsun!!

Çok mu zor bunları uygulamak,bakın bunları yazın ve uygulayın hayatınızın hemen değiştiğini göreceksiniz.

Hayat çok güzel,yaşamasını biliniz ..

*alıntı..

MOBBİNG İLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI

Şiddet, genellikle kapalı kapılar ardında hiç bir şahidin olmadığı ortamlarda gerçekleşir. Şiddet uygulayan, şiddete maruz kalan kişi tarafından şikayet edilerek, bu konuyla ilgili olarak hesap vermesi için çağrıldığında ise, Dr.Jekyll-Mr.Hide benzeri ve ikna edici nedenler ve ifadeler kullanan bir kişiyle karşılaşmak en çok görülen olaydır.

Yani, şikayet etmek de bir yol ama mobbing konusunda asıl yapılması gereken, şiddeti uygulayanla baş etmenin yolunu aramak, bulmak ve psikolojik olarak tuzağa düşmeden, güçlü bir şekilde mücadele etmektir. Size bu yazıda, mobbing ile mücadele etmeye yönelik genel bir tablo çıkarmaya çalışacağım;

İlk adım kontrolü ele almaktır;
Size yöneltilen ofis içi şiddet(mobbing) sırasında size neler olduğunun farkına varın– sorunu olan kişi siz değil zorbalığı gerçekleştiren kişidir.

Görünüşte sizinle veya işyerinizdeki performansınızla ilgili olan ve bazen küçük bir parça “gerçek payı da içeren” eleştiriler ve suçlamalar, aslında sizinle veya performansınızla ilgili değillerdir.
İçerdikleri küçücük gerçek payı yüzünden bu eleştiri ve suçlamaların geçerlilik kazanacağına inanma gafletine düşmeyin, çünkü geçerlilik kazanmazlar. Eleştirinin asıl amacı kontroldür ve performans değerlendirmeleri ile hiçbir ilişkisi yoktur.

Eleştiriler ve suçlamalar zorbalığı yapan kişi, genellikle kendi zayıflıklarını, eksikliklerini, yanlışlarını ve yetersizliklerini yansıtıyordur. Her bir eleştiri veya suçlama aslında zorbalığı yapan kişinin yanlış yaptıkları bir iş veya sözden ileri gelen suçluluklarının ve yanlışlarının birer itirafı durumundadır. Bunları dikkatle düşünün ve anlamaya çalışın.

Yanlız değilsiniz, bu konuda yapılan araştırmalar, örneğin İngiltere’de 3 ila 14 milyon arasında çalışanın başına geldiğini ortaya koyuyor.

Utanç duymaya, suçluluk, korku ve sıkıntı hissetmeye programlanmakta olabilirsiniz – bunlar normal reaksiyonlardır ancak karşınızdaki sizi yenilgiye uğratmaya yönelik olarak hareket ediyorsa, bu durumu görmeniz ve kabul etmemeniz gerekiyor.

Unutmayın, suçluluk ve korku, kontrol taktikleri olarak ün salmışlardır. Tüm istismarcılar, ki buna çocukları cinsel yönden istismar edenler de dahil, kurbanlarını bu yöntemle kontrol ederler ve sessiz kalmalarını sağlarlar.

Neden ben diye soruyor olabilirsiniz. Cevabı da muhtemelen biliyorsunuzdur. Karşınızdaki kişi, bir amacı gerçekleştirmeye çalışıyor.
Ofis içi şiddetle (mobbing) kendi kendinize başa çıkamayabilirsiniz çünkü ofis içi şiddet uygulayanlar hileye, moral bozucu davranışlara başvururlar ve ellerindeki gücü istismar ederler. Mümkünse yardım almalısınız. Yardım istemenin yanlış olan veya utanılacak bir tarafı yoktur.
Ofis içi şiddet uygulayan bulunan kişi üçkağıtçı, hileci, kaypak ve kendi çıkarları için kişileri ve durumları sömürmeye meyilli kişilerdir. Genellikle ofis içi şiddet uygulayan, kişilik bozukluğu olan bir kimse gibi hareket etmektedir.

Böyle bir psikopat uğraşıyorsanız, --ki günlük hayatta teşhis edilmemiş psikopat davranışlara sahip kişiler bulunabiliyor-- ciddi düzeyde ofis içi şiddet uygulayan birisidir. İşte bu noktada tecrübesizliğin sizin en büyük düşmanınız olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

Maskenin arkasında gizli olan kişilik bozukluğunu görmeniz ve düzenli olarak ofis içi şiddet uygulayan kişinin, üçkağıtçı, hileci ve manipiülatif yeteneklerini geliştirmek dışında çoğunlukla hiç bir zaman değişmeyecek olan tamamıyla farklı bir kafa yapısına sahip olduğunun farkına varmanız gereklidir.

*alıntı ..

BAŞARISIZLIK..

Yaşam, bana bir şeyler mi anlatmak istiyorsun?
Çünkü...

Başarısızlık, ben bir başarısızım demek değildir;
Henüz başaramadım demektir.

Başarısızlık, ben hiçbir şey gerçekleştiremedim demek değildir;
Bir şeyler öğrendim demektir.

Başarısızlık, aptallaştım demek değildir;
Deneyerek yaşamak için gerekli inanca sahibim demektir.

Başarısızlık, ümitsizliğe kapıldım demek değildir;
Deneme cesaretini gösterdim demektir.

Başarısızlık, istediklerime sahip olamayacağım demek değildir;
Değişik tarzda bir şeyler yapmalıyım demektir.

Başarısızlık, ben aşağılığım demek değildir;
Mükemmel değilim demektir.

Başarısızlık, zamanımı boşa harcadım demek değildir;
Yeniden başlamak için bir nedenim var demektir.

Başarısızlık, vazgeçmeliyim demek değildir;
Daha sıkı çalışmalıyım demektir.

Başarısızlık, asla başaramayacağım demek değildir;
Daha sabırlı olmalıyım demektir.

Başarısızlık, benden ümidini kestin demek değildir;
Bir bildiğin var demektir.

John C. Maxwell

*alıntı..